PRABHUPADA MEDITASYONLARI- PRABHUPADA MEDITATIONS

~*~*~*For English please read below~*~*~*

“Tüm ortaya konmuş kutsal yazınların yargısı, saf bir adanmışla bir dakikalık bir birliktelikle bile kişinin tüm başarıya erişebileceğidir.” (Caitanya-caritamrta, Madhya 22.54)

Günümüz yaşamında, Kali çağının etkisinden ötürü, her aşamada tehlikelerle karşılaşıyoruz ve maddi doğanın halleri bizleri mutluluk ve sıkıntı nöbetleri arasında sarsıyor. Sonuç olarak, bir noktadan sonra insan, hayatın bu olduğunu öyleyse neden hayatı olduğu gibi kabul etmesin ki diye düşünüyor. Halbuki, kutsal yazınlar bizim gerçek doğamızın ebedi saadet ve neşe yaşamı olduğunu vurguluyor.

Caitanya Mahaprabhu, Sanatana Goswami’ye atmarama dizesini açıklarken şöyle ifade ediyor, “Ey büyük bilge adanan, bu maddi dünyada bir çok hata olduğu halde, tek bir iyi fırsat var—(o da) adananlarla birliktelik. Böyle bir birliktelik büyük mutluluk getirir.”

Saf bir adanmışla bir dakikalık bile olsa birliktelik, cennetsi gezegenlere transfer olmak ya da tam bir kurtuluşla Brahman nuruna dahil olmakla bile kıyaslanamaz. Bedenlerini terkedip ölmeye mahkum olmuş canlı varlıklar için, saf adananlarla birliktelik en yüksek takdisdir. Örneğin, A istikametinden B istikametine ilerleyen bir tren demiryolu görevlisinin tek bir düğmeye basmasıyla trenin seyrini bir saniyede C istikametine değiştirebilir. Aynı şekilde, hakiki bir manevi öğretmen, yalnızca bir dakikalık bir birliktelikle maddi arayışlar peşinde koşan içten bir arayıcı kimsenin kaderini gerçek istikametimize, eve, Tanrılığa geri döndürebilir.

Burada, İlahi Lütuf A.C. Bhaktivedanta Swami ile, ruhsal ataların Brahma-Madhva-Gaudiya çizgisinden gelen saf bir adananla kitapları, söylevleri, sözleri, şarkıları ve kendisi aracılığıyla birlikte olalım.

~*~*~*For english please read the rest of the entry~*~*~*

"The verdict of all revealed scriptures is that by even a moment's association with a pure devotee one can attain all success." (Caitanya-caritamrta, Madhya 22.54)

In this present life, due to the influence of the age of Kali, we encounter dangers at every step and the modes of material nature toss us between bouts of happiness and distress. As a result, beyond a point, man thinks that this is life so why not accept life the way it is. However, the scriptures emphasize that our true nature is eternal life of bliss and joy.

While explaining the atmarama verse to Sanatana Gosvami, Chaitanya Mahaprabhu states, “O great learned devotee, although there are many faults in this material world, there is one good opportunity—the association with devotees. Such association brings about great happiness.”

Even a moment's association with a pure devotee cannot be compared to being transferred to heavenly planets or even merging into the Brahman effulgence in complete liberation. For living entities who are destined to give up the body and die, association with pure devotees is the highest benediction. For example, a train proceeding from destination A to B can change course if in a second the lineman changes its course to destination C by the press of a button. In the same way, a bonafied spiritual master can by just a moment’s association change the fate of a sincere seeker from seeking material pursuits to our actual destination, back home, back to Godhead.

In here, we shall associate with His Divine Grace A.C. Bhaktivedanta Swami Prabhupada, a pure devotee of the Brahma-Madhva-Gaudiya line of spiritual preceptors, through his books, lectures, words, songs and himself.

ARZU AĞACI - DESIRE TREE

~*~*~*English is below the entry~*~*~*

Nisan ve Mayıs ayları boyunca neredeyse ölü olan çoğu bitki ve sarmaşık artık tekrar çeşitli şekillerde görünür oldu, çünkü nemli toprakta kökleri aracılığıyla beslenirler. Bu sayısız bitki ve sarmaşık bazı maddi kazançlar için çetin kefaretler içinde kuruyan insanlara benzer ama sonradan amaçlarına ulaşır ve duyusal zevkle beslenerek çok rahat bir şekilde semirir.

Bhagavad-gita’da Brahma’nın gündüzü sona erdiği zaman evrenin meydanda olan tüm oluşumlarının hepsinin yok olduğu ve Brahma’nın gecesinin sonunda yaradılışın tekrardan tezahür ettiği söylenir. Böylelikle kozmik yaradılış meydana çıkışında ve ortadan kayboluşunda yağmur mevsiminde belirip meysim sona erdiğinde yavaş yavaş ortadan kaybolan sarmaşık ve bitkilere benzer.

Bitkiler ve sarmaşıklar daha fazla görülemeyeceği zaman bile tohumları kalır ve bu uykudaki tohumlar suyla temsa geçince meyva verir. Benzer şekilde, maddi doğaya hükmetme arzusunun hakim olduğu tohum-benzeri ruhsal kıcılcımlar da kozmik tezahürün yok oluşunun ardından bir uyku halinde kalır; ve kozmik tezahür yeniden belirdiğinde maddi doğanın rahmindeki tüm sessiz canlı varlıklar dışarı çıkar ve duyusal tatminle meşgul olmakla çok rahat bir şekilde semirir.

Kurtuluşa erişmek için, kişi tamamen saptırılmış arzu şekillerinden arınmalıdır. Bir canlı varlık arzularını söndüremez, ve arzu eylemlerini yüzelsel olarak silmeye çalışmak etkin arzuların kendisinden daha da tehlikelidir. Tüm arzular dönüştürülmeli ve ruhsal eylemlere yönlendirilmelidir; aksi halde bu aynı arzular aralıksız olarak canlı varlığı maddi esarete koşullandırmakla, tekrar tekrar farklı maddi zevk çeşitleri şeklinde kendilerini gösterir.
~ Prabhupada'dan Bhagavata'nın Işığı 18. Bölüm

~*~*~*For english please read the rest of the entry~*~*~*

Many plants and creepers that were almost dead during the months of April and May are now visible again in various forms, for they are nourished by their roots in the moist earth. These numberless plants and creepers resemble persons who dry up in severe penances for some material gain but then achieve their objectives and become luxuriously fat, nourished by sense enjoyment.

In Bhagavad-gita it is said that when the daytime of Brahma is over, the manifested creations of the universe all vanish, and after the end of Brahma’s night the creation is manifested again. Thus the cosmic creation, in its manifestation and nonmanifestation, resembles the creepers and plants that appear during the rainy season and gradually vanish when the season is over.

Even when the plants and creepers are no longer to be seen, their seeds remain, and these dormant seeds fructify in contact with water. Similarly, the seedlike spiritual sparks who are dominated by the desire to lord it over the material nature exist in a dormant state after the cosmic manifestation is annihilated; and when the cosmic manifestation reappears, all the silent living beings within the womb of material nature come out and engage in sense enjoyment, thereby growing luxuriously fat.

To attain liberation, one must be completely purified of perverted forms of desire. A living being cannot snuff out desires, and to practice artificially erasing the actions of desire is more dangerous than the active desires themselves. All desires should be reformed and directed toward spiritual activities; otherwise those same desires will repeatedly manifest themselves in different varieties of material enjoyment, thus conditioning the living being perpetually in material bondage. ~ Prabhupada's Light of the Bhagavata, Slot 19

SRİLA PRABHUPADA'NIN YAŞAMINA KISA BİR BAKIŞ-A GLIMPSE INTO LIFE OF SRILA PRABHUPADA



GANGA ANA FESTIVALI-MOTHER GANGA FEST


~*~*~*English is below the entry~*~*~*
Bugün Ganga Sagara Mela festivali. Bu özellikle Ganj ve Bengal körfezi akıntılarının birleştiği yerde gözlenen bir festivaldir. Hindistan’ın kültüründe hep Lord Krsna’nın Kapiladeva enkarnasyonunun, Devahuti’nin oğlunun aşramı Kapilasrama burada bulunur. Bu festival Kral Bhagirathi’nin Ganj Nehrini semavi gezegenlerden okyanusa ve daha aşağı gezegenlere getirmesinin anısını kutlar.

Batılı gözüyle bakınca Ganj Nehri’nin nasıl olup da Hindistan’ın geleneklerine ve hayatına bu kadar yerleştiğini anlaması hep zor olmuştur. Aşağıda festivale dair, eski ve yeni Hindistan’ın gelenekleriyle birlikte Srila Prabhupada’nın Srimad-Bhagavatam ve Bhagavad-gita’sından da bölümler bulacaksınız, ama daha da önemlisi bu gelenekler, inançlar ve Hindistan’dan manzaların arkasındaki felsefeyi göreceksiniz. Eğer gerçek Vedik biliminin asıl odak noktasında daha derine inebilirseniz, Prabhupada’nın her zaman bize vurguladığı gibi, bu Krişna bilinci boş hissiyat ya da Hindu dini değildir. Vedaların doğru kaynaklarından Vedik bilimini aldığımız bu Krişna bilinci Hindu, Müslüman, Hristiyan, siyah ya da beyaz gibi hiçbir ayrım yapmadan Prabhupada bunu hepimizle paylaştığından beri herkese açık. Albert Einstein’ın dediği gibi “Din olmadan bilim topal, bilim olmadan din kördür.”

Lütfen hepimiz benlik-idrakli olalım ve eski Hindistan’ın renkli meşgalelerinin tadını çıkarırken bunun arkasında ki ruh için daha önemli olan Vedik felsefesinin nektarını almaya çalışalım.

Sridhara Svami , Kapilasrama’nın Ganj ve Bengal körfezinin akıntılarının birleştiği, Ganga-sagara olarak bilinen yerde bulunduğundan bizi haberdar eder. Bu yer hala bir hac yeri olarak ünlüdür ve milyonlarca insan her yılın Makara-sankranti gününde burada toplanıp yıkanır. Kapilasrama denmesinin nedeni, (Devahuti’nin oğlu) Lord Kapila’nın zorluk ve kefaretlerini yerine getirmek için orada yaşamış olmasıdır. Lord Kapila Sankya felsefesi sistemini ileri sürmüştür. Srimad Bhagavatam 4.29.81

Ganjın, Bengal Körfezinin tuzlu sularına aktığı yer ya da Ganj ve Bengal Körfezinin buluşma yeri, hala Ganga-sagara olarak bilinir. Makara-sakranti’de, Ocak-Şubat ayı içerisinde, binlerce insan özgür kalmayı umarak hala oraya yıkanmaya gider. Gerçekten bu şekilde özgür kalacakları bu yazının içerisinde doğrulanır. Herhangi bir zamanda Ganj’da yıkananlar için, Asvamedha ve Rajasuya yagna gibi büyük feragatların sonuçlarına erişmek hiç de zor değildir. Hindistan’da çoğu insan hala Ganj’da yıkanmaya meyillidir ve böyle yapabilecekleri bir sürü yer vardır. Prayaga (Allahabad) da binlerce insan yıkanmak için Ocak ayı içerisinde Ganj ve Yamuna’nın akıntılarının birleştiği yerde toplanır. Sonrasında da çoğu yıkanmak için Bengal Körfezi ve Ganj’ın akıntılarının birleştiği yere gider. Böylelikle bu, Hindistan’ın tüm insanlarının bir çok hac yerinde Ganj’ın sularında yıkanabildikleri özel bir olanaktır. Srimad Bhagavatam 5.17.9

Srila Prabhupada’nın Kendisi Tarafından Yapılan İlk Teyp Kaydından Bölümler

maline mocanaà puàsäàjala-snänaà dine dinesakåd gétämåta-snänamsaàsära-mala-näçanam

Kişi suda yıkanarak kendini günlük olarak temizler lakin birkez Bhagavad-gita’nın kutsal Ganj sularında yıkanan kişinin kirli maddi yaşamı tamamen altedilir.

bhäratämåta-sarvasvaàviñëu-vakträd viniùsåtamgétä-gaìgodakaà pétväpunar janma na vidyate

Ganjın sularını içen birinin de kurtuluş elde edeceği gibi, o halde Bhagavad-gita’nınkinden söz etmek ne kelime? Bhagavad-gita tüm Mahabharata’nın nektarıdır ve Visnu tarafından konuşulmuştur. Lord Krişna özgün Vişnu’dur. Viñëu-vakträd viniùsåtam. Tanrı’nın Yüce Şahsiyeti’nin ağzından çıkar. Ve gaìgodakaà, Ganj’ın Lordun nilüfer ayaklarından yayıldığı söylenir, ve Bhagavad-gita Lord’un ağzından yayılır. Tabi ki, Yüce Lordun ağzı ve ayakları arasında fark yoktur. Yine de tarafsız bir konumdan Bhagavad-gita’nın Ganj’ın sularından bile daha önemli olduğunu çalışabiliriz.

Vedik bilginin tümü yanılmazdır. Vedik bilgiyi yanılmaz olarak alabileceğimizin çeşitli örnekleri vardır. Şunu örnek alın, Hindular ve onların Vedik bilgiyi nasıl eksiksiz olarak kabul ettikleri söz konusu olunca, burada tıpkı inek tezeği gibi önemsiz bir örnek var. İnek tezeği hayvanın dışkısıdır. Smrti ya da Vedik ilimine göre, eğer kişi bir hayvanın dışkısına değerse kendisini arındırmak için yıkanmak zorundadır. Fakat Vedik yazınlarda inek tezeği saf olarak belirtilir. Daha ziyade, kirli bir yeri ya da kirli şeyler inek tezeğine değmekle arınır. Şimdi biri nasıl oluyor da bir yerde hayvanın dışkısı pis derken diğer yerde yine bir hayvan dışkısı olan inek tezeğinin saf olduğu söyleniyor, öyleyse bu çelişkili diye karşı çıkarsa. Aslında, çelişkili görünebilir fakat bu Vedik emridir bu yüzden uygulanabilir amaçlarımız için bunu kabul ederiz. Ve bu kabulle hata yapmıyoruz. Modern kimyagerler, modern bilim tarafından bulundu ki, Dr. Lal Gosal, kendisi oldukça inceden inceye inek tezeğini analiz etti ve inek tezeğinin tüm antiseptic özelliklerin bir kompozisyonu olduğunu buldu. Nitekim benzer şekilde, meraktan ötürü Ganjın sularını da analiz etti. Öyleyse benim fikrim Vedik bilginin eksiksiz olduğudur çünkü o tüm şüphelerin ve tüm hataların üzerinde. Dolayısıyla Bhagavad-gita tüm Vedik bilginin özü. Vedik bilgi bu nedenle yanılmazdır. Mükemmel guru zinciri aracılığla aşağı gelir.

Bundan dolayı Vedik bilgi bir araştırma işi değildir. Bizim araştırma işimiz kusurlu çünkü biz her şeyi kusurlu duyularla araştırıyoruz. Bu yüzden bizim araştırma işimizin sonucu da kusurlu. Mükemmel olmaz. Mükemmel bilgiyi kabul etmek zorundayız. Mükemmel bilgi, Bhagavad-gita’da belirtildiği gibi aşağı geliyor, henüz başladık, evaà paramparä-präptam imaà räjarñayo viduù [Bg. 4.2]. Bilgiyi başlayan ruhsal öğretmenin Lordun Kendisiyle başlayan gurular zincirinden almalıyız. Ve demek istediğim, Bhagavad-gita dersleri alan öğrenci Arjuna’da,müsade tüm hikayeyi olduğu gibi hiçbir kesinti olmadan kabul etti. Bhagavad-gita’nın belli bir kısmını kabul edip başka bir kısmını reddetmemize de izin verilmez. Aynı zamanda bu da kabul edilmez. Bhagavad-gita’yı yorumlamadan, hiçbir kesinti olmadan ve konuya kendi saçma katılımımız olmadan kabul etmeliyiz çünkü en mükemmel Vedik bilgisi olarak alınmalı. Vedik bilgi aşkın kaynaklardan alınır çünkü ilk söz Lordun Kendisi tarafından söylenmişti. Lordun konuştuğu sözler apauruñeya adını alır, ya da noksanlığın dört ilkesine bulaşmış, dünyevi yeryüzünün herhangi bir insanı tarafından verilmemiştir. Dünyevi yeryüzünün bir canlısının hayatının dört kusuru vardır ve bunlar 1) hata işlemeli, 2) bazen yanılsamaya düşmelidir, 3) başkalarını kandırmaya çalışmalı ve 4) kusurlu duyulara sahip olmalıdır. Noksanlığın tüm bu dört ilkesiyle, kişi her-şeyi kaplayan bilgi konusunda kusursuz bilgi şeklini veremez. Vedalar böyle değildir. Vedik bilgi ilk yaratılmış canlı varlık olan Brahmanın kalbine verildi. Ve Brahma kendi sırası gelince bilgiyi özgün olarak Lord’dan aldığı gibi oğulları ve öğrencilerine yaydı. Lord, purnam ya da tümüyle-kusursuz olduğundan Onun madi doğanın kanunlarına maruz kalması söz konusu değildir. Kişi bu nedenle Lord dışında hiçbir kimsenin evren içerisinde ki hiçbirşeyin sahibi olmadığını bilecek kadar akıllı olmalıdır.

Kişi Ganj sularını sıradan su ya da caranamrta olarak düşünmemelidir. Bunlar yasaktır. Benzer şekilde, vaiñëave jäti-buddhiù. Kişi “O Amerikan Vaisnava, o brhamana Vaisnava, o Afrikalı Vaisnava, o siyah Vaisnava, o beyaz Vaisnava.” diye düşünmemeli. Hayır. Vaisnava Vaisnavadır, Tanrı’nın hizmetkarıdır. Tıpkı Ganjın sularında olduğu gibi. Çok var… Kalküta’da bir çok fabrika sularının, kanalizasyon sularının geldiğini gördüm. Ama Ganjın sularına düştüğü zaman, artık başka herhangi bir su değildir. her biri Ganj suyudur. Uygulamada kabul ediyoruz. Kalküta’da bir sürü sıkı Hindular, brahmanalar var. Ganj’da yıkanıyorlar ama orada dışkı bile yüzüyor, bir kenara bırakıp yıkanıyorlar. Ganj suyu. Aslında, kimyasal olarak gördüğünüz, bir sürü kirli su olaray geliyor, yine de arı. Benzer şekilde Vaisnava hangi aileden gelirse gelsin, fark etmez. Derhal aşkın hale gelir.


~*~*~*For english please read the rest of the entry~*~*~*

Today is Ganga Sagara Mela festival. It’s a festival observed especially at the confluence of the Ganges and the Bay of Bengal. Kapilasrama, the asrama of Lord Krsna’s incarnation as Kapiladeva, the son of Devahuti, is located at this place. The festival commemorates King Bhagirathi’s bringing the River Ganges down from the celestial planets to the ocean and the lower worlds.

It has always been hard to understand how Ganga River is established so much in India’s daily life and traditions. Below you will find excerpts from Srila Prabbupada’s Srimad-Bhagavatam and Bhagavad-gita lectures about the festival, traditions of ancient and modern India along with customs but more important, you will get the philosophy behind these customs, beliefs and scenes from India. If you can get deeper in the real subject matter of real Vedic wisdom, as Prabhupada always stresses that this Krsna consicousness he is giving us is not empty sensiment or Hindu religion. Krsna consciousness in which we receive Vedic wisdom from the right sources of Vedas is open to everyone since Prabhupa’da has been sharing it to all without any discirimination such as Hindu, Muslim or Christian, white or black etc. As Albert Einstein says “Science without religion is lame, religion without science is blind.”

Please lets all become self-realized and while enjoying the colorful pastimes of ancien India try to get the nectar of Vedic philosophy behind it which is more important to soul.

Çrédhara Svämé informs us that Kapiläçrama is located at the confluence of the Ganges and the Bay of Bengal, a place known now as Gaìgä-sägara. This place is still famous as a place of pilgrimage, and many millions of people gather there every year on the day of Makara-saìkränti and take bath. It is called Kapiläçrama because of Lord Kapila’s living there to perform His austerities and penances. Lord Kapila propounded the Säìkhya system of philosophy.SB 4.29.81

The place where the Ganges flows into the salt water of the Bay of Bengal is still known as Gaìgä-sägara, or the meeting place of the Ganges and the Bay of Bengal. On Makara-saìkränti, in the month of January–February, thousands of people still go there to bathe, hoping to be liberated. That they can actually be liberated in this way is confirmed herein. For those who bathe in the Ganges at any time, the results of great sacrifices like the Açvamedha and Räjasüya yajïas are not at all difficult to achieve. Most people in India are still inclined to bathe in the Ganges, and there are many places where they can do so. At Prayäga (Allahabad), many thousands of people gather during the month of January to bathe in the confluence of the Ganges and Yamunä. Afterward, many of them go to the confluence of the Bay of Bengal and the Ganges to take bath there. Thus it is a special facility for all the people of India that they can bathe in the water of the Ganges at so many places of pilgrimage. SB 5.17.9

Excerpts from the First Tape Recording, Done by Çréla Prabhupäda Himself

maline mocanaà puàsäàjala-snänaà dine dinesakåd gétämåta-snänamsaàsära-mala-näçanam

One cleanses oneself daily by taking bath in the water, but one who takes once bath in the sacred Ganges water of Bhagavad-gétä, his, the dirty material life is altogether vanquished.

bhäratämåta-sarvasvaàviñëu-vakträd viniùsåtamgétä-gaìgodakaà pétväpunar janma na vidyate

As it is said that one who drinks the water of the Ganges, he also gets salvation, then what to speak of Bhagavad-gétä? Bhagavad-gétä is the nectar in the whole Mahäbhärata, and is spoken by Viñëu. Lord Kåñëa is the original Viñëu. Viñëu-vakträd viniùsåtam. It is coming out of the mouth of the Supreme Personality of Godhead. And gaìgodakaà, the Ganges is said to be emanated from the lotus feet of the Lord, and Bhagavad-gétä is emanated from the mouth of the Lord. Of course, there is no difference between the mouth and the feet of the Supreme Lord. Still, from neutral position we can study that Bhagavad-gétä is even more important than the Ganges water.

The whole Vedic knowledge is infallible. There are different examples how we take Vedic knowledge as infallible. Take for example, so far the Hindus are concerned, and how they accept the Vedic knowledge as complete, here is an insignificant example. Just like the cow dung. The cow dung is the stool of an animal. According to småti or Vedic wisdom, if one touches the stool of an animal he has to take his bath to purify himself. But in the Vedic scriptures the cow dung is as stated as pure. Rather, impure place or impure things are purified by touch of the cow dung. Now if one argues how it is that in one place it is said that the stool of the animal is impure and another place it is said that the cow dung which is also the stool of an animal, it is pure, so it is contradictory. But actually, it may appear to be contradictory, but because it is Vedic injunction, therefore for our practical purposes we accept it. And by that acceptance we are not committing mistake. It has been found by modern chemists, modern science, one Dr. Lal Mohan Gosal, he has very minutely analyzed the cow dung and he has found that cow dung is a composition of all antiseptic properties. So similarly, he has also analyzed the water of the Ganges out of curiosity. So my idea is that Vedic knowledge is complete because it is above all doubts and all mistakes. So, and Bhagavad-gétä is the essence of all Vedic knowledge. The Vedic knowledge is therefore infallible. It comes down through the perfect disciplic succession.

Therefore Vedic knowledge is not a thing of research. Our research work is imperfect because we are searching everything with imperfect senses. Therefore the result of our research work is also imperfect. It cannot be perfect. We have to accept the perfect knowledge. The perfect knowledge is coming down, as it is stated in the Bhagavad-gétä, just we have begun, evaà paramparä-präptam imaà räjarñayo viduù [Bg. 4.2]. We have to receive the knowledge from the right source in disciplic succession of spiritual master beginning from the Lord Himself. So Bhagavad-gétä is spoken by the Lord Himself. And Arjuna, the, I mean to say, the student who took lessons of the Bhagavad-gétä, he accepted the whole story as it is, without any cutting. That is also not allowed, that we accept a certain portion of Bhagavad-gétä and reject another portion. That is also not accepted. We must accept the Bhagavad-gétä without interpretation, without any cutting, and without our own whimsical participation in the matter because it should be taken as the most perfect Vedic knowledge. The Vedic knowledge is received from the transcendental sources because the first word was spoken by the Lord Himself. The words spoken by the Lord is called apauruñeya, or not delivered by any person of the mundane world, who is infected with four principles of imperfectness. A living being of the mundane world has four defective principles of his life, and they are 1) that he must commit mistake, 2) he must be sometimes illusioned, and 3) he must try to cheat others, and 4) he’s endowed with imperfect senses. With all these four principles of imperfectness, one cannot deliver the perfect form of information in the matter of all-pervading knowledge. The Vedas are not like that. The Vedic knowledge was imparted in the heart of Brahmä, the first created living being. And Brahmä in his turn disseminated the knowledge to his sons and disciples as they were originally received from the Lord. The Lord, being pürëam or all-perfect, there is no chance of His becoming subjected to the laws of material nature. One should therefore be intelligent enough to know that except the Lord, nobody is the proprietor of anything within the universe.

The Ganges water, one should not think that it is ordinary water. Or caraëämåta. These are forbidden. Similarly, vaiñëave jäti-buddhiù. One should not think, “He is American Vaiñëava, he is brähmaëa Vaiñëava, he is African Vaiñëava, he is black Vaiñëava, he is white Vaiñëava.” No. Vaiñëava is Vaiñëava, servant of God. Just like in the Ganges water. There are so many… In Calcutta I have seen so many mill water coming, sewer ditches’ water is coming. But when it falls down on the Ganges water, it is no more any other water. Every is Ganges water. Practically we accept it. In Calcutta there are many rigid Hindus, brähmaëas. They are taking bath in the Ganges, but even stool is floating there, they set it aside and take bath. Ganges water. Actually, you see chemically, although so many unclean water is coming there, it is still pure. Similarly, Vaiñëava, he may come from any family, it doesn’t matter. He becomes immediately transcendental.

VRINDAVAN KEYİFLERİ IV-VRINDAVAN MELLOWS IV


~*~*~*English is below the entry~*~*~*

Vrindavan'a yolculuğumuzda, daha önceki gönderilerimde bahsettiğim güzel bir tapınağın, Krişna-Balaram Mandir'in avlusunda tüylerimizi diken diken eden güzel kirtanlar söyleyerek ve rüya gibi festivallere katılarak epey zaman geçireceğiz. Bu gönderide Mandir'den fotoğraflar görebilirsiniz. Çiçek petalleri ile dolu bir havuz, üzerinde Krişna'nın en güzel deiti formlarından biriyle küçük bir sandal ya da daha önce muhtemelen hiç görmediğiniz diğer birçok inanılmaz şey sizi Vrindavan'da büyüleyecek.



Prabhupada'nın Vrindavan'da kurduğu Krişna Balaram tapınağında Şri Şri Gaura Nitai, Şri Krişna-Balaram ve Şri Şri Radha-Syamasundara deitileri var. Srila Prabhupada Lord Caitanya ile Lord Nityananda'nın Lord Krişna ile Lord Balaram'dan farksız olduğunu dünyaya göstermek istedi. Tanrı gücü herşeye yettiğinden sınırsız isimleri ve formları var ama hepsi bir ve Krişna. Komplekste saf vejeteryan restoranıyla uluslarası bir misafir evi ve Uluslararası Bhaktivedanta Swami Gurukulu (6-16 yaş çocuklar için bir okul) da var.


14 Kasım 1977'de Srila Prabhupada seven öğrencileri kirtan yaparken çevrelenmiş bir şekidle samadhiye girdi. Krişna Balaram Mandir'in önünde bulunan Onun samadhisi ve içinde Prabhupada'nın birçok şahsi eşyasını barındıran yaşadığı ev de halka açıktır. Srila Prabhupada'nın çok özel bir diğer odası da yakın civarda görülebilecek en önemli tapınaklardan biri olan Radha Damodar tapınağı içindedir.

Yalnızca Prabhupada'nın merhametiyle Vrindavan-dham'da Krşna'nın hizmetiyle meşgul olmaya iznimiz oldu; bu yüzden bu çabalarımızda doğru rehberlik için onun nilüfer ayaklarında saygıyla eğilerek dua ediyoruz. Srila Prabhupada ki jaya!

Dhruva Maharaj das'ın "Vrindavan dhama ki jaya!" adlı kitabından uyarlanmıştır.


~*~*~*For english please read the rest of the entry~*~*~*

On our journey to Vrindavan, we will spend lots of time singing beautiful, hair standing kirtans and attending dream-like festivals in the court yard of a beautiful temple, Krişna-Balaram Mandir which I've mentioned before in our previous posts. You may see some photos from the Mandir in this post. An amazing pool filled with flower-petals, a small boat with one of the most beautiful Deiti forms of Krişna or many other incredible things you probably have never seen before, will enchant you in Vrindavan.

In the Krishna Balaram temple established by Prabhupada in Vrindavan are the Deities of Şri Şri Gaura-Nitai, Şri Krişna-Balaram, and Şri Şri Radha-Syamasundara. Srila Prabhupada wanted to show the world that Lord Caitanya and Lord Nityananda are nondifferent from Lord Krişna and Lord Balaram. Since God is omnipotent, He has unlimited names and forms but all are one and Krişna. The complex includes an international guest house, with a pure vegetarian restaurant, and the Bhaktivedanta Swami International Gurukula (a school for children ages 6-16).

On November 14,1977, Srila Prabhupada entered samadhi while surrounded by loving disciples performing kirtan. His samadhi tomb, located just in front of the Krişna-Balaram Mandir, as well as the house in which he lived and which contains many of his personal items, are open to the public. Prabhupada's very special room in one of the most important temples in Vrindavan, Radha Domadar temple is within the close district.

Only by his mercy we have been allowed to engage in Krişna's service in Vrindavan-dham; therefore we bow down to pray at his lotus feet for proper guidance in this endeavour. Srila Prabhupada ki jaya!

Adapted from the book "Vrindavan dhama ki jaya!" by Dhruva Maharaj das.

VRINDAVAN KEYIFLERI III-VRINDAVAN MELLOWS III

~*~*~*English is below the entry~*~*~*
"Sevgili dostum, eğer sen hakikaten dünyevi arkadaşlarına bağımlıysan, Lord Govinda [Krishna] Keshi Ghat'ta Yamuna Nehri'nin kenarında dururken Onun gülümseyen yüzüne bakma. Yandan bakışlar atarak flütünü dudaklarına yerleştirir. Üç yerden kıvrılan Onun aşkın bedeni ay ışığında pek de parlak görünür." Srila Rupa GoswamiBhakti-rasamrita-sindhu 1.2.239

~*~*~*For english please read the rest of the entry~*~*~*

“My dear friend, if you are indeed attached to your worldly friends, do not look at the smiling face of Lord Govinda [Krishna] as He stands on the bank of the Yamuna River at Keshi Ghat. Casting sidelong glances, He places His flute to His lips. His transcendental body, bending in three places, appears very bright in the moonlight.” Srila Rupa GoswamiBhakti-rasamrita-sindhu 1.2.239

VRINDAVAN KEYIFLERI II-VRINDAVAN MELLOWS II

~*~*~*English is below the entry~*~*~*
Size Vrindavan’ı hatırlatmak istiyorum. Lakin, ben Vrindavan’ın gerçek güzelliklerini görecek saf gözlere sahip değilim, ama ne görüyorsak Krişna’nın merhametiyle görüyoruz. Ruhsal rehberimiz Prabhupada bize öncelikle duymamızı talimat verir ve görmekten çok duyma duyusu üzerinde durur. Prabhupada Krişna bilincinin görme ile değil duyma ile başladığını ve bizim otorite olan kaynaktan duyarak gördüğümüzü söyler.

Prabhupada diyor ki, “Duyma bilgi sürecidir. Bu yüzden bizim Vedalarımıza sruti denir. Bilgi kulak yoluyla edinilmelidir. Benim Guru Maharaj’ım şöyle söylerdi, “Bir sadhuyu gözlerinizle görmeye çalışmayın. Bir sadhuyu kulaklarınızla görmeye çalışın.” O kadar ruhsal olanı neden gözümüzle göremiyoruz? Bunun nedeni de Srila Prabhupada tarafından açıklandığı gibi, “…Gözlerimizin hepsi karanlıkla kaplı; göremiyoruz. Öyleyse karanlıkta nasıl görebiliriz? Ajïana-timirandhasya jïanaïjana-salakaya. Salakaya meşale anlamına gelir. Peki meşale, nedir bu meşale? Jïanaïjana, bilginin merhemiyle sürünmek, bu meşaledir. Öyleyse bilgi görmek değil duymak anlamına gelir. Gözlerle değil. Bu önerilmez. Kimse, “Ben bilgiyi görmek istiyorum,” demez; hayır, “Bilgiyi duymak istiyorum.” Bu yüzden sruti denir ve bilgi kulak, işitsel kabul yoluyla alınmalıdır. Neden gözlerle ya da diğer duyularla değil? Bunu bilmek de çok önemli. Farzedin ki uyuyorsunuz. O zaman tüm duyularınız uyuyor. Ama kulak uyumaz. Siz pratik deneyime sahipsiniz. Bir adam uyurken biri onu öldürmeye geliyorsa, siz ne dersiniz? “Bay şu şu, uyan! Uyan! Tehlike var, … var” diye haykırırsınız. O zaman o da… Aksi halde tüm duyulara sahipsiniz ama size sadece kulak yardım edecek. Gözler var, eller var, bacaklar var, herşey var – bu uzuvlarınızın hiçbiri, vücudunuzun hiçbir kısmı yardım etmeyecek. Siz tehlikedeyken sadece kulağınız size yardım edecek. Bu yüzden burada susruma deniyor: “Biz bilgiyi kulak yoluyla aldık, gözlerle değil.” Maskaralar, “Ben pratik olarak görmek istiyorum” derler. Göremezler. Bu mümkün değil. Günümüzün eksikliği duymuyor olmaları. Sözde bilimadamları, filozoflar onlar duymuyorlar. Dolayısıyla hepsi başarısız. Duymuyorlar. Ama bahsedildiği gibi yöntem burda, susruma: “Biz bilgiyi otoriteden duyarak aldık.” Bu mükemmel bilgidir. Mükemmel bilgi budur.”

Onun için bizim güzel Vrindavan dhamı tanımlamada ki yetersizliğimizden ve limitlemirimizden ötürü, lütfen Vrindavan’ı saf bir adanmışın, önceki acaryalarımızdan biri olan Narottama das Thakur’un gözlerinden görün, çünkü onun gibi ve Prabhupada gibi kişiler kendilerinden evvelki otoritelerinden duyduklarıyla önce duyarak görüp, sonrada bizim gözlerimize maddi gözükenlere rağmen gerçekten görme duyularıyla Krişna'yı görüp, O ve Onun saf adanlarıyla birlikte olabiliyorlar.

“Vrindavan aşkın ve güzel bir yer. Orası herşeyin tüm arzuları yerine getiren mihenk taşından yapıldığı ruhsal gökyüzünde. Tüm tapınaklar değerli mücevherlerle süslü. Nilüfer çiçekleriyle dolu olan Yamuna Nehri o uzak yerde. Bu nilüfer kalabalığının orta yerinde daima Radha ve Krişna’yı çevreleyen sekiz başlıca gopi olan sekiz taç yaprağıyla bir diğer büyük nilüfer çiçeği gibi görünen altından bir tekne durur. Çevresindeki taç yapraklarda iki aşkın aşık, Radha ve Krişna’nın oturduğu altından bir taht vardır. Srimati Radharani tüm gopileri yöneten Deitidir. Radharani’nin güzelliğinin ve Onun aşkın bedeninin ışıltısının eşi benzeri yoktur. Ayın sözde güzelliği Radharani’nin güzelliği karşısında yere dökülmüştür. Radha ile Krişna’nın ve Onların başlıca dostlarının topluluğunda onlar birbirlerine hitap ettikçe gülüşme ve şakalaşma seli alır gider. Narottama das der ki Radha ve Krişna’nın ebedi meşgaleleri aşkın zevkle doludur. Şimdi hepimiz onları hatırlayalım ve böylece bu maddi dünyada bile mutlu olalım.” Srila Narottama das Thakur

~*~*~*For english please read the rest of the entry~*~*~*

I would like to give you a sight of Vrindavan. However, I don’t have the pure eyes to see the real beauties of Vrindavan but whatever we see it’s what we see by Krishna’s mercy. Our spiritual guide Prabhupada instructs us first to hear and stresses on the sense of hearing more than seeing. Prabhupada says that Krishna conciousness starts with hearing not by seeing, and that we see by hearing from the authorized source.
Prabhupada says, “Hearing is the process of knowledge. Therefore our Vedas are called sruti. The knowledge has to be acquired through ear. My Guru Maharaja used to say that “Don’t try to see a sadhu by your eyes. You try to see a sadhu by ears.” Why can’t we see by our eyes what is so spiritual? It’s because as described by Srila Prabhupada, “… All of our eyes are covered with darkness; we cannot see. Then how we can see in the darkness? Ajïana-timirandhasya jïanaïjana-salakaya. Salakaya means torch. So the torch, what is that torch? Jïanaïjana, smearing with the ointment of knowledge, that is the torch. So knowledge means not to see but to hear. Therefore it is called sruti, susruma. Knowledge has to be received through the ear, not by the eyes. Not by the eyes. This is not recommended. Nobody says, “I want to see knowledge,” no: “I want to hear knowledge.” Therefore it is called sruti, and knowledge is received through the ear, aural reception. Why not with eyes and other senses? That is also very important to know. Suppose you are sleeping. Then all your senses are also sleeping. But the ear does not sleep. You have got practical experience. When a man is sleeping and somebody is coming to kill him, so what do you say? You cry, “Mr. such and such, wake up! Wake up! There is danger. There is...” Then he can... Otherwise, all the senses are there, but only the ear will help you. The eyes are there, hands are there, legs are there, everything is there—nothing of this limbs of your, part of your body, will help you. Simply your ear will help you when you are in danger. Therefore here it is said, susruma: “We have received knowledge through the ears, not with the eyes.” Those rascals says, “I want to see practically.” He cannot see. That is not possible. The modern defect is that they do not hear. The so-called scientists, philosophers, they do not hear. They simply want to see, want to touch, want to smell, want to lick up. That is not knowledge. So they are all failure. They do not hear. But the process is here, as it is said, susruma: “We have received knowledge by hearing from the authority.” That is perfect knowledge. That is perfect knowledge.”

Thus, for our incapability of and limits for describing the beautiful Vrindavan dham, please hear and see Vrindavan through the eyes of a pure devotee, one of our previous acaryas Narottama das Thakur for such persons like him and Prabhupada have heard from their authorities and thus were able to see first through hearing than by actually seeing and associating with Krishna and with his pure devotees despite of what is material to our eyes.

Vrindavan is a transcendental, beautiful place. It’s in the spiritual sky where everthing is made of touchstone, which fulfills all desires. All the temples there are bedecked with costly jewels. In that far distant place is the River Yamuna, which is full of lotus flowers. In the midst of that throng of lotus flowers there is a golden boat, appearing like another big lotus flower with eight petals, who are eight chief gopis who always surround Radha and Krishna. In the surrounding petals is a golden throne, where the two transcendental lovers, Radha and Krishna are seated. Srimati Radharani is the governing Deity of all the gopis. There is no comparison to Radharani’s beauty and the luster of Her transcendental body. The so called beauty of the moon has fallen on the ground in the presence of Radharani’s beauty. In that assembly of Radha-Krishna and their principal associates, there is a flood of laughing and joking as they address one another. Narottama das says that the eternal pastimes of Radha and Krishna are full of transcendental pleasure. Let us all remember them now and then thus become happy even in this material world.” by Srila Narottama das Thakur

VRINDAVAN KEYİFLERİ I

Sri Caitanya Mahaprabhu, Krişna’nın Kendisidir, fakat günümüz Kali-yuga çağında Tanrının adlarının topluca zikredildiği sankirtan hareketini başlatmak üzere bir adanan formunda belirdi: Hare Krşna, Hare Krşna, Krşna Krşna, Hare Hare / Hare Rama, Hare Rama, Rama Rama, Hare Hare.

Sri Caitanya Mahaprabhu Srila Rupa Goswami ile Prayag’da karşılaştı ve onu adanmışlık hizmetinin tatlılığında eğittikten sonra kayıp kutsal yerleri kazıyıp ortaya çıkarması, Deiti hizmetini yerleştirmesi ve Tanrılığın Yüce Şahsiyeti Krşna’ya yapılacak adanmışlık hizmetiyle alakalı kitaplar yazması için ona Vrindavan’a ilerlemesini emretti. Sonradan Rupa Goswami’nin erkek kardeşi Sanatana Goswami’ye de benzer şekilde talimat verdi. Tanrının bu iki erkek kardeşe gösterdiği merhamet Caitanya-candrodaya-nataka’nın Dokuzuncu Bölümünde Sri Kavi-Karnapura tarafından şöyle anlatılır:

“Zaman içinde, Krişna’nın Vrindavan’da ki meşgalelerinin aşkın haberleri neredeyse kaybolmuştu. Bu aşkın meşgaleleri açıkça ilan etmek üzere Sri Caitanya Mahaprabhu, bu işe Vrindavan’da devam etmeleri için Srila Rupa Goswami ve Sanatana Goswami’yi Prayag’da merhametinin nektarıyla yetkilendirdi.”

“Bu kozmik tezhürün yaradılışından önce, Tanrı Lord Brahma’nın kalbini yaradılışın detaylarıyla aydınlattı ve Vedik bilgileri açıkça gösterdi. Tam olarak aynı şekilde, Lord Krişna’nın Vrindavan meşgalelerini yeniden canlandırmakya hevesli olan Tanrı, Rupa Goswami’nin kalbine ruhsal güç aşıladı. Srila Rupa Goswami Krişna’nın Vrindavan’da ki eylemlerini, neredeyse hafızalardan silinen eylemlerini bu güçle yeniden canlandırabildi. Bu şekilde Krişna bilincini tüm dünyaya yaydı.” (CC. Madhya 19.1)

Böylelikle, Srila Rupa Goswami ve Srila Sanatana Goswami öğütleriyle ve çalışmalarıyla Vrindavan’ı ve Krişna’nın oradaki meşgalelerinin aşkın haberlerini ortaya çıkarttı. İlahi Lütuf A.C. Bhaktivedanta Swami Prabhupada, manevi öğretmeni Srila Bhaktisiddhanta Sarasvati Thakur’un arzularını yerine getirmek, Vrindavan’ın yüceliklerini dünya çapında duyurmak için Goswamilerin kitaplarının bazılarını İnglizce’ye çevirdi.

Srila Prabhupada insanları Vrindavan’ı ziyaret etmek üzere cesaretlendirmek için Rama Naumi (Lord Ramacandra’nın beliriş) günü 1975’te Pancakrosi Vrindavan kentinde Krişna-Balaram Mandir’i kurdu. Hare Krişna Hareketi zamanla yayılana kadar, Prabhupada Batılı öğrencilerinin ve Vrindavan dham’ın aşkın halini deneyimlemek isteyen herkes için uygun bir aşram ve tapınak inşa edilmesini istedi. Bugün dünyanın her yerinden Amerikalı, Avrupalı ve yerel misafirlere ev sahiliği yapan Vrindavan’ın Batılı misafirleri ve herkes için uygun, ecnnet bahçeleriyle, hemen Krişna-Balaram Mandir’in arkasında yerleşkesi bulunan bir misafir evi var.

Bizlerde her yıl Vrindavan’ı yaşamak üzere gittiğimizde hemen Vrindavan’ın kalbinde, Krişna-Blaram tapınağının yanı başında, Krişna’nın meşgalelerini gerçekleştirdiği tüm tarihi ve görülmeye değer ruhsallıkla dolu yerlerin, ünlü Loi Pazarı’na bile 20 dakika rikşo mesafesindeki misafir evinde kalıyoruz. Her sabah 4:00 sularında müzik, ruhsal titreşimler, zil sesleri ve Vrindavan’ın çağrısına uyanıyoruz. Ne de olsa Krişna’yı görmek, Prabhupada’yı selamlamak, tadılacak en güzel parasadamlar için tapınakta yemek sırasına girmek, Vrindavan’da görülecek çok şey var, vakit kaybetmemek lazım!

KUTSAL HİNDİSTAN TOPRAKLARI - HOLY LAND OF INDIA

~*~*~*English is below the entry~*~*~*

Herkese Hare Krişna,

Hepinizi ruhsal Hindistan'ı yaşamak için esinlendirelim diye Bhakti yoga festivali ile ruhsal özlemlerimizin kalbi olan Mayapur ve Hindistan Aşk Festivalimizle ilgili gönderiler yapmaya başladığımızdan beri, Vrindavan'dan bahsetmemenin büyük bir haksızlık olacağına karar verdim.

Vrindavan Hindistan'da ki en kutsal topraklardan biri olmanın yanında ayrıca oldukça da turistik. Genel bir bakış açısından Vrindavan diğer herhangi sefalet çeken, bozulmuş eskiden kalma bir Hint kasabasının tarihi kalıntısı gibi görülebilir. Lakin sıradan biri bile zamanın gerisine gittiğiniz, basit olanı ama Krişna'yı barındırmanın yoğunluğu ve derin ruhsallığını yaşadığınız Vrindavan'nın farklı halini hissedecektir.

Vrindavan'ı bir seyahat rehberinin bakış açısından tanıtmadan önce, Vrindavan ruhsal tatlı meşgalelerin özü olarak adlandırılmayı hakediyor. Tüm dünyada binlerce savaş sürerken, tüm düşmüşlerin sığınağı, kötünün yok edicisi ve arayıştaki ruhların zevk vericisi olan tek bir Kişinin ikametgahı olan bir toprak var. İnsanlık bugün açgözlülük, kışkançlık, düşmanlık ve zalimliğin cayır cayır yanan ateşinin pençesine düştüğü halde, bırakın siz bu satırları okurken zihniniz ve ruhunuz gerçek Tanrı aşkınınının nektarlı damlacıklarını tadabileceğiniz ve bu maddi dünyanın ötesinde teselli bulabileceğiniz Vrindavan'a yol alsın. Tüm silahların sesleri, çığlıklar, roketler ve bombalar dursun ve görecek gözleriniz varsa, en azından gözlerinizin görmesi için arzunuz varsa ruhsal semanın kapıları önünüzde açılsın.

Belki bu yıl, ayrım gözetmeksizin herkesle birleşeceğiniz, yemeğinizi ve zaten bütünüyle Tanrı'dan başka kimseye ait olmayan bir toprağı, zorbalık için kavganın olmadığı ama belki zaten bildiğiniz ama paylaşma şansını yakalayacağınız ya da öğreneceğiniz dinin üzerinde Tanrı aşkı hakkında duyabileceğiniz Vrindavan'a gidecek kadar talihlisinizdir.

Özetle, burada paylaşacak bir Vrindavan keyifleri serisi olacak. Ama önce bu başka dünyanın neden görülmeye değer olduğunu anlayalım...

Tanrılığın Mutlak Şahsiyeti, Lord Şri Krişna yalnızca kişisel özellikleriyle değil ama aynı zamanda aşkın aktiviteleriyle de çekicidir. Böyle olmasının nedeni Mutlağın ismiyle, ünüyle, formuyla, meşgaleleriyle, maiyetiyle, özel eşyalarıyla ve diğerleriyle mutlak olmasıdır. Tanrı sebepsiz merhametinden ötürü bu maddi dünyaya iner ve bir insan gibi çeşitli aşkın meşgalelerini gerçekleştirir ki Ona cezbolan insanlar Tanrılığa geri dönebilecek hale gelsin. İnsanlar bazı birlikteliklerinde kişinin yalnızca değerli vaktini boşa harcadığını ve dünyevi doğanın üç niteliğine bağımlı hale geldiğini bilmeden olağan eylemlerde bulunan çeşitli kişiliklerin tarihleri ve hikayelerini duymaya doğal olarak eğilimlidir. Zaman harcamak yerine, kişi ilgisini Tanrının aşkın meşgalelerine çevirmekle ruhsal başarı elde edebilir. Kişi, Tanrının meşgalelerine dair öyküleri duymakla, önceden açıklandığı gibi Tanrılığın Şahsiyeti hakkında duyarak doğrudan Tanrının Şahsiyeti ile temasa geçer, dünyevi varlığın biriktirdiği tüm günahlar içten temizlenir. Bu şekilde tüm günahlardan arınmakla dinleyici yavaş yavaş sıradan birliktelikten kurtulur ve Tanrının vasıflarına cezbolur. Narada Muni bunu tam yerinde kendi kişisel deneyimiyle açıklamıştır. Tüm fikir, kişinin sadece Tanrının meşgalelerini duymakla Tanrının dostlarından biri olabileceğidir. Narada Muni ebedi yaşam, sınırsız bilgi ve sırrına erişilmez bir neşe sahibidir ve kısıtlama olmaksızın tüm maddi ve ruhsal dünyaları gezebilir. Kişi Şri Narada’nın önceki hayatında saf adananlardan (bhakti-vedantas) Tanrının aşkın meşgalelerini dinlediği gibi, bunları sadece doğru kaynaklardan dinlemekle hayatın en yüksek mükemmeliyetine erişebilir. Adananların birlikteliğindeki bu duyma süreci bu kavga (Kali) çağında özelikle önerilir.

Bhagavatam 1.5.26 açıklama, İlahi Lütuf A.C. Bhaktivedanta Swami Prabhupada

~*~*~*For english please read the rest of the entry~*~*~*

Hare Krishna to all,

Since we have started posting about our India Love Festival and Mayapur which is the heart of the bhakti yoga festival and our spiritual cravings, to inspire all to experience the spiritual India, I have decided that it will be great injustice not to talk about Vrindavan.

Vrindavan is not one of the most holy lands in India but also very touristic as well. From the common viewpoint, Vrindavan may seem as regular as any other poverty-stricken, deteriorated, historical reminder of a long standing Indian town. However, even the common man will feel the different mood of Vrindavan where you go back in time, where you live the simple but the profound spirituality and density of a land inhabiting Krishna.

Before introducing Vrindavan from the traveller's guide point of view, Vrindavan deserves to be entitled as the core of the spiritual mellows. While hundreds of wars are going on around the whole world, there is one land which is the residency of one Person who is the shelter for all the fallen, destroyer of the wicked and pleasure giver of the seeking soul. Although the humanity is entrapped in the blazing fire of greed, envy, enmity and brutality today in the name of God, let your mind and soul travel to Vrindavan where you can experience drops of nectar of real love of God and you will find solace beyond this material world as you read those lines. All the sounds of the guns, cries, shells and bombs cease and the doors of the spiritual sky discloses if you have the eyes to see, at least if you desire your eyes to see.

Maybe this year, you are fortunate enough to go to Vrindavan and hear about real love of God above religion where you will unite with everyone without discrimination, share your food and a land which as a wholebelongs to God but no onelse, where there is not fight for violance but where you will learn or maybe you already know but have the chance to share.

In summary, there will be a series of Vrindavan mellows we will share here. But, let's first have a glimspe of why this another world's worth seeing...

Lord Sri Krsna, the Absolute Personality of Godhead, is attractive not only in His personal features, but also in His transcendental activities. It is so because the Absolute is absolute by His name, fame, form, pastimes, entourage, paraphernalia, etc. The Lord descends on this material world out of His causeless mercy and displays His various transcendental pastimes as a human being so that human beings attracted towards Him become able to go back to Godhead. Men are naturally apt to hear histories and narrations of various personalities performing mundane activities, without knowing that by such association one simply wastes valuable time and also becomes addicted to the three qualities of mundane nature. Instead of wasting time, one can get spiritual success by turning his attention to the transcendental pastimes of the Lord. By hearing the narration of the pastimes of the Lord, one contacts directly the Personality of Godhead, and, as explained before, by hearing about the Personality of Godhead, from within, all accumulated sins of the mundane creature are cleared. Thus being cleared of all sins, the hearer gradually becomes liberated from mundane association and becomes attracted to the features of the Lord. Narada Muni has just explained this by his personal experience. The whole idea is that simply by hearing about the Lord’s pastimes one can become one of the associates of the Lord. Narada Muni has eternal life, unlimited knowledge and unfathomed bliss, and he can travel all over the material and spiritual worlds without restriction. One can attain to the highest perfection of life simply by attentive hearing of the transcendental pastimes of the Lord from the right sources, as Sri Narada heard them from the pure devotees (bhakti-vedantas) in his previous life. This process of hearing in the association of the devotees is especially recommended in this age of quarrel (Kali).

Bhagavatam 1.5.26 purport by His Divine Grace A.C. Bhaktivedanta Swami Prabhupada

BHAGAVAD GİTA, KRŞNA ve KRŞNA BİLİNCİ

~*~*~*English is below the entry~*~*~*

Uzun zamandır gönderi yapmamıştık. Bugün Prabhupada “Özgün Haliyle Bhagavad Gita”yı anlatıyor. Bhagavad Gita’nın tarihçesi, bhakti yoga ve Krişna bilinci hakkinda duyacaksiniz. ilginizi çekeceğini umuyorum.

A.C. Bhaktivedanta Swami Prabhupada

Ben “Özgün Haliyle Bhagavad-Gita” dan bahsedeceğim. “Özgün Haliyle Bhagavad-Gita” denilmesinin amacı Bhagavad-Gita’nın bir çok farklı baskısı olduğu şeklinde açıklanır. Onlar kendi usullerine göre yorumluyorlar, Bhagavat Gita’nın ruhundan ayrılıyorlar. Bu özel isim, ‘ Özgün Haliyle’ önemlidir, büyük olasılıkla Bhagavad-Gita’nın üzerinde ‘Özgün Haliyle’ yazan bir başka baskısı daha yoktur. Bu bağlantıda, Chicaga Üniversitesinden Profesör Dimock bir önsöz yazdı ve temadan çok memnun olduğunu dile getirdi. Şöyle dedi, “ Swami Bhaktivedanta Gita’yı bu bakış açısıyla yorumluyor ve bu mantıklı olandır.” Kendisi Bhagavad- Gita’yı özgün haliyle kabul ediyor ve bu büyük bilgi kitabını akla yatkın şekilde sunuyor. Kendisi şunu da söylüyor, “Bunun da ötesinde, bu çeviride Batılı okuyucular bir Krişna adanmışının kendi metinlerini nasıl yorumladığını görmenin eşsiz bir fırsatına sahip oluyorlar.” Yani, adanmışlar gerçekten Krişna hakkındaki Krişna kitabını yorumlayabilirler. Diğerleri, adanmış değillerse, Krişna’yı nasıl yorumlayabilirler? Mesela, ailenin bir ferdi, aile reisi hakkında çok hoş konuşabilir, dışarıdakiler bu aile hakkında nasıl konuşabilir? Bu mümkün değildir. Benzer şekilde, Krişna hakkında, Krişna’nın bir adanmışı çok iyi bir şekilde konuşabilir. Diğerleri değil. Diğerlerinin Krişna hakkında konuşmaya hakları yoktur, ve Krişna da, Arjuna’yı Bhagavad-Gita için doğru bir öğrenci olarak kabul eder. Başlangıçta, Krişna der ki, “Seni öğrencim olarak seçtim, çünkü sen benim arkadaşım ve adanmışımsın.” Yani, başka bir değişle, anlayabiliriz ki, Bhagavad-Gita Krişna ile yakın ilişki içinde olanlar tarafından anlaşılabilir. Bu şu demektir, Krişna der ki, “ Sen benim sevgili arkadaşımsın.” Bu, Arjuna’nın Krişna ile samimi ilişkisi olmasıdır. Bir adanmış olmadan, kimse Krişna ile samimi bir ilişki içinde olamaz. Bunlar anlaşılması gereken faktörlerdir.

Yani, Bhagavad- Gita, beşbin yıl önce Kuruksetra savaş alanında Arjuna’ya anlatıldı. Tanrı’yı anlama bilimi Bhagavad-Gita’nın içindedir. Bhagavad-Gita Tanrı bilimidir. Herşeyde biraz bilim vardır. Bilimsel kitap, belirli bir konuyu anlamak içindir. Benzer şekilde, farklı tiplerde Tanrı kavramı vardır. Genellikle, onlar bunu bir fikir olarak kabul ediyor, fakat biz bir fikir olarak kabul etmiyoruz. Biz Tanrı’yı somut bir gerçek olarak kabul ediyoruz. Örneğin sizin beni gördüğünüz gibi, ben de sizi görüyorum. Bu somut bir gerçektir. Benzer şekilde, bir Tanrı sizin tarafınızdan görülebilir, ve Tanrı zaten sizi görüyor. Bununla ilgili şüphe yoktur. Fakat siz de Tanrı’yı görebilirsiniz. Tanrının nasıl görüleceği, bu anlamamız gereken bir süreçtir. Bu sürecten tüm Vedik eserlerde bahsedilir.
Buna, bu sürece bhakti-yoga denir.

Krişna Bhagavad-Gita’da da söyler. Herhangi bir kimse Krişna’yı, ne olduğunu bilmek istiyorsa , o kişi bhakti-yoga sürecini kabul etmelidir. Farklı tiplerde yoga vardır. Yoga demek, kendini Tanrı’nın Yüce Şahsiyetiyle bağlamaktır. ani, spekülatif yoga bize yardım etmeyecektir. Somut yogayı almalısınız. Somut yoga, Krişna Şuurudur. Öyleyse biz, Bhagavad-Gita’yı takdim ediyoruz ki kişi Bhagavad-Gita’yı, Bhagavad-Gita’da yöneltildiği gibi anlamalıdır. Talimat var. Bhagavad-Gita nasıl okunur. İnsanlar Bhagavad-Gita’yı bir talimatı almadan okuyorlar. Bunu biz şöyle anlattık, eğer biraz ilaç alacak olursanız, şişenin üstünde bazı talimatlar vardır, bu ilacın dozudur. Bir çok defada bir sürü yudum içersiniz. Talimat budur. Benzer şekilde, Bhagavat-Gita’yı gerçekten anlamak için, talimatları yaratıcının kendisinden, Krişna tarafından verildiği gibi kabul etmelisiniz.

O çok zaman önce, kırk milyon yıl kadar önce Bhagavat-Gita’yı ilk olarak Güneş Tanrısına anlattığını söyler. Güneş Tanrı’sı bilgiyi oğlu Manu’ya aktardı. Ve Manu bu bilgiyi oğlu Ikşvaku’ya aktardı. Yani, ‘raja-rşis’, onların hepsi kral. Manu kraldır, Maharaja Işkvaku da bir kraldır. Ve Güneş Tanrı’sı Vivasvan, O da bir kraldır. O güneş gezegeninin Kralıdır. O’nun torunu Işkvaku bu gezegenin kralı oldu, Maharaja Işkvaku. ‘Raghu-vamsa’ olarak bilinen bu hanedanlıkta, Lord Ramachandra ortaya çıktı. Bu çok eski monarşik bir ailedir. Işkvaku. Vamsa, Raghu vamsa, vamsa aile demektir. Yani eskiden, krallar, yönetimin idarecileri, onlar Tanrı tarafından verilen önerileri veya emirleri öğrenmeye alışıktı. Yani, Bhagavad-Gita’ya göre, sadece Krişna’nın bir adanmışı, Krişna ile yakından bağlantılı olan bir kişi, Bhagavad-gita’nın ne olduğunu anlayabilir. Arjuna, Bhagavad-Gita’yı Krişna’dan duyduktan sonra, O’na Parambrahman olarak hitap etti... O Krişna’yı Parambrahman olarak anladı. Parambrahman ‘Yüce Gerçek’ anlamına gelir. Mutlak Gerçek, Parambrahman. Brahman, canlılar, onlara da brahman denir fakat canlılar Parambrahman değildir. Parambrahman demek ‘Yüce’ demektir. Bu sebepten Arjuna O’na Parambrahman diye hitap etti, ve Paramdharman. Paramdharman anlamı, her şeyin dayandığı demektir. Herşeh Yüce Efendinin enerjisine dayanır. Bu sebepten O, “Paramdharman”dır. Mesela tüm bu gezegenler güneş ışığına dayanır. Güneş ışığı, Güneş küresinin enerjisidir. Benzer şekilde, bu maddesel enerji Krişna’nın enerjisidir. Ve her şey maddesel veya spiritüeldir. Her şey Krişna’nın enerjisine dayanır. Dayanak Krişna’nın enerjisidir.

Başka bir yerde, Krişna der ki, maya tattam... Krişna der ki, “Ben gayrişahsi özelliğimde, her yere yayılırım.” Tümüyle nüfus eden Tanrı, gayrişahsi özelliği ile tam nüfus edendir, yani O’nun enerjisi. Örnek veriliyor, mesela ısı, ateşin enerjisidir. Ateşin içinden yayılır, onun ısısıyla ve ışığıyla. Ateş bir yerdedir, fakat ısısı ve ışığı ile yayılır. Benzer şekilde, Krişna’nın kendi ikamet ettiği yer vardır, adı Goloka Vrindavana’dır. Ruhsal dünyada bir gezegen var, en üst gezegen. Bu evrendeki en üst gezegen ‘Brahmaloka’dır. Benzer şekilde, ruhsal gökyüzünde ‘Goloka Vrndavana’ denen en üst bir gezegen vardır. Bu Krişna’nın yeridir. Krişna oradadır. Fakat O, farklı tiplerde enerjileriyle ve farklı tiplerde enkarnasyonları ile yayılım gösterebilir. Bu demek değildir ki, Krişna bu gezegendeyken Goloka Vrndavana’da değildi. Hayır. Bu böyle değildir. Mesela şimdi ben burada bulunuyorum, evimde yokum. Krişna böyle değildir. Krişna her yerde bulunabilir. Aynı zamanda, kendi ikamet ettiği yerde kalabilir. Bu ‘Brahma-samhita’ da anlatılır. O ‘Goloka Vrndavana’ olarak bilinen ikametinde bulunmasına rağmen, kendini her yere yayabilir. Heryere. Ve aslında O bunu yaptı. Öyleyse biz O’nun nasıl yayıldığını, hangi yolla bizle bağlantı halinde olduğunu bilmeliyiz.. Bu bilimdir. Bhagavad-Gita’da bunlar açıklanıyor.

Yani Krişna’ya burada Paramdharman hitap eldir. Her şeyin dayandığı yer. Herşey dayanır. Ayrıca Krişna da söylüyor. Her şey, maddi oluşum, O’na dayanır. Fakat, ben orada değilim. Bunlar çelişkili şeylerdir. Her şey O’na dayanır, fakat ben orada değilim. Fakat bu çelişkili değildir. Bunu anlamak çok basittir. Mesela, tüm gezegenler, güneş ışığına dayanırlar. Fakat Güneş gezegenlerden uzaktır. Milyonlarca mil uzakta… Fakat Güneş ışığına dayanıyor demek, Güneşe dayanıyor demektir. Bu gerçektir. Bu sebepten Krişna der… Pavitram demek kirlenmiş demektir. Biz de bu maddi Dünya’ya geldiğimizde, biz de ruh-can’nız, Brahman, tam olarak Parambrahman, Krişna kadar iyi değil, fakat yine de, Krişna’nın öz parçaları olduğumuz için biz de brahmayız. Pavitram. ‘Pavitram’ demek ‘saf’ demektir. Tıpkı bir altın parçasının da altın olması gibi. Eğer altın saf ise, zerresi de saftır. Yani, Krişna bu Dünya’ya gelir, bizde geliyoruz. Fakat biz kirlenmişiz. Fakat Krişna kirlenmemiştir. Örnek olarak, mesela hapishanede, bir çok mahkum vardır fakat kral veya kralın temsilcisi, bakan her şey nasıl gidiyor diye bazı şeyleri kontrol etmek için hapse giderse, bu kral veya bakanın da bir mahkum olduğu anlamına gelmez. O mahkum değildir. Fakat, canlılar, biz maddi doğanın bu halleriyle karmakarışık oluyoruz. Fakat Krişna asla maddi doğanın bu hallerinin etkisi altına girmez. Bu sebepten, Ona ‘pavitram paramam’ denir. Mutlak. Saf. Bhavan. Bhavan, saf demektir. Ve puruşam. Puruşam, Ona bir kişi olarak hitap edilir. Tanrı asla gayri şahsi değildir. Tanrı şahsidir. Tıpkı senin benim gibi bir kişi.

Ve O, bu gezegende ortaya çıktığında tam olarak bir insan gibi iki kolu, iki bacaklı, insan gibi yürüyüp konuşuyordu, insan gibi davranıyordu, her şey. Yani, Tanrı Pruşam’dır. Kişi erkek olmadan hoşlanıcı olamaz. Başka bir yerde, Krişna Yüce Hoşlanıcı olduğu belirtilmiştir. Bu hoşlanma kelimesi kullanılır kullanılmaz, , puruşam, erkek olmalıdır. Demek ki bu tarif edilmiştir. Arjuna O’nu anladı. O puruşam’dır. Param Puruşam, Yüce Şahıs. Başka bir yerde Krişna Puruşottam olarak tarif edilir… Erkeklerin en iyisi. Yani, puruşam şasvatam. ‘Şasvatam’ demek sonsuz demektir.

Mayavadi filozofları, Mutlak Gerçeği gayri şahsi olarak düşünüyorlar. Arjuna’ya Krişna tarafından tavsiye ediliyor, “Tanrı nedir?” Tanrı kavramı, ne kadar spekülasyon yaparsak yapalım, mükemmel olamaz çünkü Tanrı sınırsızdır. Tümüyle nüfus eden. Biz sınırlıyız. Öyleyse aslında Tanrı’nın Kendisi adanmışlarına Kendini açığa vurmadıkça, Tanrı’nın ne olduğunu anlamak mümkün değildir. Bu sebepten, Tanrı’nın Kendisi, Krişna, Kendi hakkında konuşuyor, yöntem şudur: Kişi, Krişna için olan bağlılığını arttırmalıdır. Biz şu an maddi şeylere düşkünlüğümüz var ve bu başka yöne çevirmeliyiz. Bizim durumumuz şudur ki, gerçek olan bir şey için bağlılığımız olmalıdır. Demek ki şimdi, hayatın vücutsal kavramında, biz bu vücuda bağlıyız, ve bu vücutla alakalı olan her şeye bağlılığımız var. Benim karıma bağlılığım olması gibi. Niçin? Binlerce, milyonlarca güzel kadın var. Onlar için bir bağlılığım yok, benim bağlılığım karıma, karım çok güzel olmasa bile, bu bir gerçek. Niçin? Çünkü, onun benim vücudumla olan ilişkisinden dolayı. Benzer şekilde, ülkeme karşı bağlığım var, evime bağlılığım var, bir çok şey, çünkü ben bu vücut olduğumu düşünüyorum ve her şey bu vücutla bağlantılı, ben benimkini düşünüyorum. Şu anda, ‘Ben’ ve ‘Benim’ kavrayışım yanlış. Bu sebepten, eğer bu bağlılığı Krişna’ya yönlendirirsek, o zaman Krişna’yı veya Tanrı’yı mükemmel şekilde iyi anlayabiliriz.

Krişna tıpkı Güneş gibidir, güneş ışığı olduğunda, Güneşi görebilirsin ve kendini de. Güneş ışığı olmada gecenin karanlığında ne güneşi görebilirsin ne de kendini. Bu sebepten süreç… Krişna Şuurunu geliştirmek… Bu yogadır. Yoga demek ‘bağlanmış’ demektir. Bu yoga Krişna ile bağlantı içinde uygulanılmalıdır. Bu sebepten, mad arsaya dedi. Mad demek ‘bana veya benim’ demektir. Arsaya demek, sığınmak demektir. Ya, Krişna’ya ya da O’nun bir temsilcisine sığın. Tabi ki bizim için Krişna’nın korumasını almak mümkün değildir çünkü Krişna şu anda burada bulunmuyor. Fakat O’nun temsilcileri vardır. Böylece, kişi O’nun temsilcilerinin koruması altına girmelidir. Ve bhakti-yogayı uygulamalıdır, aklını Krişna’ya yoğunlaştırmalıdır. Buna Krişna Şuuru denir. Kişi Krişna’nın emri altında olan ve hayatını Krişna’ya adamış bir kişiye sığınmalıdır. Krişna Şuurumuzu geliştirmek için uygulamalar yapmalıyız ve sonra Krişna kendini açığa vuracak. Ortaya çıkarma, nispi açığa çıkarma doğrudan Krişna’yı görmede ki nispi ilerlemedir.

http://www.harekrishnaturkey.com/




~*~*~*For english please read the rest of the entry~*~*~*



We haven’t sent any posts for a long time. Today Prabhupada talks about “Bhagavad Gita As It Is”. You will hear about the history of Bhagavad Gita, bhakti yoga and Krishna conciousness. I believe you will find it interesting.

A.C. Bhaktivedanta Swami Prabhupada

So, I shall speak on Bhagavad-Gita As It Is. The purpose of saying Bhagavad-Gita As It Is is explained that there are many editions of the Bhagavad-Gita. They are interpreted in their own way, giving up the spirit of Bhagavad-Gita. So this particular name, 'As It Is' significant, perhaps there is no other edition of Bhagavad-Gita where it is written 'as it is.' In this connection, Professor Dimock of Chicago University has written a forward, and he very much appreciates the theme. He says, "Swami Bhaktivedanta comments upon the Gita from this point of view, and that is legitimate." He accepts that Bhagavad-Gita As It Is is legitimate presentation of the great book of knowledge. He also says, "More than that, in this translation the Western reader has the unique opportunity of seeing how a Krsna devotee interprets his own texts." So, about Krsna, the devotees actually can interpret about Krsna book.nOthers, if they are not devotee, how they can interpret on Krsna? Just like a member of a family can say very nicely about the head of the family, how outsiders can say about the family? That is not possible. Similarly, about Krsna, a Krsna devotee can speak nicely. Not others. Others have no right to speak about Krsna, and Krsna also, admits Arjuna as the right student of Bhagavad-Gita. In the beginning, Krsna says that, "I have selected you as my student because you are my friend and you are my devotee." So, in other words, we can understand that Bhagavad-Gita can be understood who has intimate relationship with Krsna. This is, Krsna says, "You are my dear friend." That he has intimate relationship with Krsna. Without becoming a devotee, nobody can be intimately related with Krsna. These are the factors to be understood.

So, this Bhagavad-Gita was spoken five thousand years ago to Arjuna on the battlefield of Kuruksetra. The science of understanding God is there in this Bhagavad-Gita. Bhagavad-Gita is the science of God. Everything has got some science. Scientific book, to understand that particular subject matter. Similarly, there are different types of concepts of God. Generally, they take it as an idea but we don't take it as idea. We take God as concrete fact. Just like you are seeing me, I am seeing you. This is concrete fact. Similarly, a God can be seen by you, and God is already seeing you. There is no doubt about it. But you can see also God. That process we have to understand, how to see God. That process is mentioned in all the Vedic scriptures. That is called bhakti-yoga, that process.

Krsna also says in the Bhagavad-Gita. If anyone wants to know Krsna, what he is, then one has to accept the process of bhakti-yoga. There are different types of yogas. Yoga means linking oneself with the Supreme Personality of Godhead. So, speculating yoga will not help us. You have to take concrete yoga. Concrete yoga is Krsna Consciousness. So, we are giving our introduction of the Bhagavad-Gita that one has to understand Bhagavad-Gita as it is directed in the Bhagavad-Gita. There is direction. How to read Bhagavad-Gita. People are reading Bhagavad-Gita without taking the direction. This we have explained in the manner that if you take some medicine, there is some direction on the bottle, that this is the dose. You take so many drops so many times. That is direction. Similarly, for understanding Bhagavad-Gita actually, you have to accept the direction as given by the author himself, Krsna.

He says that, long long ago, some forty millions of years ago. He first spoke this Bhagavad-Gita to the Sun-God. Sun-God transmitted the knowledge to his son, Manu. And Manu transmitted the knowledge to his son, Iksvaku. So, the raja-rsis, they are all kings. Manu is king, Maharaja Iskvaku is also king, and the Sun-God Vivasvan, he is also king. He is the king of the Sun planet. His grandson Iskvaku became the king of this planet, Maharaja Iskvaku. In this dynasty, which is known as Raghu-vamsa, Lord Ramachandra appeared. This is very old monarchical family. Iskvaku. vamsa, Raghu vamsa, vamsa mean family. So formerly, the kings, the head of the administrative executive, they used to learn the thesis or the injunction given by God. So according to Bhagavad-gita, only a devotee of Krsna, a person who is intimately related with Krsna, he can understand what is Bhagavad-gita. Arjuna, after hearing Bhagavad-gita from Krsna, he addressed him as Parambrahman... He understood Krsna as Parambrahman. Parambrahman means the Supreme Truth. Absolute Truth, Parambrahman. Brahman, the living entities, they are also called brahman, but living entities are not Parambrahman. Parambrahman means Supreme. So Arjuna addressed him as Parambrahman, and Paramdharman. Paramdharman means the resting place of everything. Everything is resting on the energy of the Supreme Lord. Therefore he is called Paramdharman. Just like all these planets are resting on the sunshine. Sunshine is the energy of the Sun globe. Similarly, this material energy is Krsna's energy. And everything is material or spiritual. Everything is resting on Krsna's energy. The resting place is Krsna's energy.

In another place, Krsna says maya tattam... Krsna says that, "In my impersonal feature, I am spread everywhere." All pervading. God is all pervading by his impersonal feature, namely his energy. The example is given, just like heat is the energy of fire. Through fire it spreads by it's heat and light. The fire is one place, but the heat and light is spreading. Similarly, Krsna is in his own abode, which is called Goloka Vrndavana. There is a planet in the spiritual world, the topmost planet. As the topmost planet within this universe is called Brahmaloka. Similarly, in the spiritual sky, there is the topmost planet which is called Goloka Vrndavana. That is Krsna's place. Krsna is there. But He can expand himself by his different types of energies and by his different types of incarnations. It does not mean that when Krsna was present on this planet, Krsna was absent in Goloka Vrndavana. No. It is not like that. Just like I am now present here, I am absent in my apartment. Krsna is not like that. Krsna can be present everywhere. At the same time, he can remain in his own abode. That is described in the Brahma-samhita.

Although he is in his abode, which is known as Goloka Vrndavana, he can expand himself everywhere. Everywhere. And actually he has done it. So we must know how he has expanded. In which way he is in contact with us. That is the science. In Bhagavad-gita, these things are explained. So Krsna is addressed here as Paramdharman. The resting place of everything. Everything is resting. Krsna also says that everything, material manifestations, is resting on him. But I am not there. These contradictory things. Everything is resting on him, but I am not there. But it is not contradictory. It is very simple to understand. Just like, all the planets, they're resting on sunshine. But the Sun is far away from the planets. Some millions of miles saway. But resting on the sunshine means resting on the Sun. That's a fact. Therefore Krsna says... Pavitram means uncontaminate. When we come to this material world, we are also spirit soul, brahman,not exactly as good as Parambrahman, Krsna, but is still, because we are part and parcel of Krsna, we are also brahma. Pavitram. Pavitram means pure. Just like the particle of gold is also gold. If gold is pure, the particle also, pure. So Krsna comes to this world, we also come to this world. But we are contaminated. But Krsna is not contaminated. The example is, just like in the prison house, there are many prisoners but if the king, or some king's representative, minister, goes into the prison, to inspect things, how things are going on, it does not mean that the king or his minister is also a prisoner. He is not prisoner. But we, living entities, we have been entangled with these material modes of nature. But Krsna never becomes involved in these modes of material nature. Therefore he is called pavitram paramam. Absolute. Pure. bhavan. Bhavan means pure. And purusam. Purusam he is addressed as a person. God is never imperson. God is person. Exactly a person like you and me.

And when He appeared on this planet exactly like a human being, two hands, two legs, walking like human being, talking, behaving like human being, everything. So God is Purusam. Purusam means man. I mean to say, male. Not female. Male. Without becoming male one cannot be enjoyer. In another place it is stated that Krsna is the Supreme Enjoyer. As soon as the word is used, enjoyed, he must be purusam, male. So that is described. Arjuna understood him. He is a purusam. Param Purusam, the Supreme Person. In another place Krsna is described as Purusottam,. The best of the males. So, purusam sasvatam. sasvatam means eternal.

The Mayavadi philosopher, they think that the Absolute Truth is impersonal. Arjuna is being advised by Krsna, "What is God?" The conception of God, however we may speculate, it cannot be perfect because God is unlimited. All pervading. We are limited. So actually unless God Himself, He reveals Himself to the devotee, it is not possible to understand what is God. Therefore, God Himself, Krsna, is speaking about Himself, the processes is: One has to increase attachment for Krsna. We have got now attachment for material things, and we have to divert that. Our position is that we must have attachment for something that is fact. So now, on the bodily concept of life, we have got attachment to this body, and anything pertaining to this body, we have got attachment. Just like I have got attachment for my wife. Why? There are millions and thousands of women beautiful women. I have no attachment for them. But my attachment for my wife, even though she may not be very beautiful, is a fact. Why? Because due to her relation with my body. Similarly, I have got attachment for my country, I have got attachment for my home, my, so many things, because I am thinking I am this body, and anything in connection with this body, I am thinking mine. So at the present, my conception of 'I' and 'My' is wrong. Therefore, if we divert that attachment to Krsna, then we can understand Krsna, or God, perfectly well.

Krsna is just like Sun, when there is sunshine, you can see the Sun and yourself also. Without sunshine, in the darkness of night, neither you can see the sun nor yourself. Therefore the process is... Developing Krsna Consciousness... This is the yoga. Yoga means connected. That yoga should be practiced in connection with Krsna. Therefore he said, mad asraya. Mad means me, or mine. Asraya means taking shelter. So either you take shelter of Krsna, or Krsna's representative. Of course it is not possible for us to take shelter of Krsna because Krsna is not present at the present moment. But His representative is there. So one has to take shelter of His representative. And practice bhakti-yoga, concentrating his mind on Krsna. This is called Krsna Consciousness. One has to take shelter of a person who's life is devoted to Krsna and under his direction, we have to practice how to develop Krsna Consciousness, and then Krsna will be revealed. The revelation, proportionate revelation is proportionate advancement in seeing Krsna directly.

www.harekrishnaturkey.com



Copyright © 2008 - Hare Krishna Turkey - is proudly powered by Blogger
Smashing Magazine - Design Disease - Blog and Web - Dilectio Blogger Template