KİŞİSEL BAKIM-PERSONAL CARE

~*~*~*English is below the entry~*~*~*

"Daima özel bir adanmışlıkla Bana ibadet edenlere, Benim aşkın formum üzerine medite edenlere yoksun olduklarını sağlarım ve sahip olduklarını korurum."
Lord Sri Krsna - Bhagavad-gita 9.22

~*~*~*For english please read the rest of the entry~*~*~*
"Those who always worship Me with exclusive devotion, meditating on My transcendental form—to them I carry what they lack, and I preserve what they have."
Lord Sri Krsna - Bhagavad-gita 9.22

RATHA YATRA FESTİVALİ-RATHA YATRA FESTIVAL

Yakın bir süre önce Hindistan'ın en büyük festivallerinden biri olan Ratha Yatra, Lord Jaganatha'nın Arabaları Festivali Avrupa'da, 22 Haziran'da Londra'da kutlandı. Jaganatha, Baladeva ve Subhadra’nın renkli arabalarının çekilerek tüm dünyaya gösterildikleri arabaların festivali Gopilerin en sevgilisi Krishna’yı eve, Vrindavan’a geri çektiği gibi aşıkların sevgilileri Krişna’yı eve geri döndürüşünü temsil eder.
Tüm slide showu sorunsuz görüntülemek için üzerine tıklayıp açılacak linkte izleyebilirsiniz.





Recently India’s one of the biggest festival Ratha Yatra, Festival of Lord Jaganatha’s Chariots was celebrated in Europe, London on June 22. The festival of chariots displaying the Lordships Jaganatha, Baladeva and Subhadra to the whole world, in which the pulling of Their colorful chariots takes place, represents the lover's pulling their beloved Krishna back home as the Gopis pulled their most beloved Krishna back home, back to Vrindavan.

To view the whole slide show without any inconvenience you may click on the picture above and watch from the link that pops up.

RUHSAL YAŞAMIN AŞAMALARI-STAGES of SPIRITUAL LIFE

~*~*~*English is below the entry~*~*~*

Srila Prabhupada'nın Londra Yayın şirketinden kendisiyle röpotaj yapan muhabirin spiritüel yaşamda geçirilen aşamaların ne olduğu sorusuna verdiği yanıtı:

Mike Robinson: ... bana spiritüel yaşamda geçirdiğiniz bazı aşamaları açıklayabilir misiniz? Yeni bir Krişna adananının geçirdiği spiritüel aşamalar nelerdir?

Srila Prabhupada: İlk aşama sorgulayıcı olmanızdır. “Öyleyse” dersiniz, “Bu Krişna bilinci hareketi nedir? Bunu bir çalışayım” Buna şraddha veya inanç denir. Bu başlangıçtır. Sonra, ciddiyseniz bu bilgiyi yetiştirenlerle kaynaşırsınız. Nasıl hissettiklerini anlamaya çalışırsınız. Daha sonra “Neden onlardan biri olmayayım?” diye hissedeceksinizdir. Ve onlardan biri olunca çok geçmeden tüm kaygılarınız geçer. Daha inançlı olursunuz ve derken Krişna bilincinden gerçek bir tat alırsınız. Neden bu delikanlılar sinemaya gitmiyor? Neden et yemiyorlar ya da gece kulübüne gitmiyorlar? Çünkü zevkleri değişti. Artık tüm bunlardan nefret ediyorlar. Bu şekilde ilerleme kaydedersiniz. Önce inanç, sonra adananlarla birliktelik, ondan sonra lezzet, ardından da Tanrı idraki ve sonrasında Tanrı sevgisi, mükemmeliyet. Bu birinci-sınıf dindir. Bu bir çeşit “Ben inanıyorum, sen inanıyorsun” ritüelistik töreni değildir. Bu din değildir. Bu aldatmacadır. Gerçek din Tanrı sevginizi geliştirmektir. Dinin mükemmelliyeti budur.
Daha fazlası için Srila Prabhupada'nın Benlik İdraki Bilimi-Science of Self Realisation kitabına başvurabilirsiniz. Kitabın türkçe veya orijinal baskısını edinmek için e-mail harekrishnaturkey@yahoo.com adresine e-mail gönderebilirsiniz.

~*~*~*For english please read the rest of the entry~*~*~*

Srila Prabhupada's answer to the question of what the stages are through spiritual life, asked by a reporter from London Broadcasting Company, interviewing Prabhupada:

Mike Robinson: ... Can you explain to me, finally, some of the stages you go through in spiritual life? What are the spiritual stages a new devotee of Krishna goes through?

Srila Prabhupada: The first stage is that you are inquisitive. “So,” you say, “what is this Krishna consciousness movement? Let me study it.” This is called sraddhä, or faith. This is the beginning. Then, if you are serious, you mix with those who are cultivating this knowledge. You try to understand how they are feeling. Then you’ll feel, “Why not become one of them?” And when you become one of them, then all your misgivings soon go away. You become more faithful, and then you get a real taste for Krishna consciousness. Why aren’t these boys going to see the cinema? Why don’t they eat meat or go to the nightclub? Because their taste has changed. They hate all these things now. In this way, you make progress. First faith, then association with devotees, then removal of all misgivings, then firm faith, then taste, then God realization, and then love of God, the perfection. That is first-class religion. Not some ritualistic ceremony of “I believe, you believe.” That is not religion. That is cheating. Real religion means to develop your love for God. That is the perfection of religion.
For more you can refer to Srila Prabhupada's Science of Self Realization. To purchase the original English edition or turkish verison of the book, "The Science of Science Realization please e-mail harekrishnaturkey@yahoo.com.

GURUNUN SORUMLULUĞU- the RESPONSIBILITY of the GURU

~*~*~*English is below the entry~*~*~*
"Manevi öğretmen Tanrının temsilcisidir, benzer şekilde kral da Tanrının temsilcisidir. Aynı zamanda baba da Tanrının temsilcisidir. Bunlar şastraların ifadeleridir. Çünkü onlar rehberlik edeceklerdir. Kral rehberlik edecektir. Manevi öğretmen rehberlik edecektir. Baba rehberlik edecektir. Peki nedir bu rehberlik? Bu rehberlik kişinin eğitimle, kültürle nasıl Krişna bilinçli olacabileceğidir." Srila Prabhupada; Mayapur,15 Haziran 1973.
~*~*~*For english please read the rest of the entry~*~*~*
"Spiritual master is representative of God, similarly king is also representative of God. The father is also representative of God. These are the statements of the sastras. Because they will guide. The king will guide. The father will guide. What is that guidance? That guidance is how one can become Krishna concious by education, by culture." Srila Prabhupada; Mayapur, June15, 1973.

GURUYU BİR ŞAKLABANDAN AYIRMAK - DISCRIMINATING A GURU FROM A CLOWN


~*~*~*English is below the entry~*~*~*

Saflar arasında, tabi ki kişi cübbeler giymekle ve bıyık bırakmakla, kişinin gözlerinde kıvılcımlar çakmakla, bazı sihirli numaralar sergilemekle ya da muammalı konuşmakla manevi usta olarak geçinebilir. Ama akıllı insanlar bu dışsal tuzaklara kanmayacaklardır...

Son bir kamuoyu yoklaması 19 milyondan fazla yetişkin Amerikalının artık bir yoga biçimini,meditasyon ya da “kendini-yenileme” yöntemi uyguladığını ortaya koydu. Bu büyük talebi karşılamak için, birçok “gurular” sahneye çıktı, her biri kendi ruhsal gerçeğini öğretiyor. Bazıları büyük takipçiler çekti ve her mürit hiç şüphesiz kendi gurusunun en iyi olduğunu duyumsuyor. Ancak gerçeğin ciddi arayıcısı için manevi bir usta seçmek sırf bir hassasiyet meselesi olamaz. Ruhsal hayat gerçek ve bilimseldir ve herhangi bir ruhsal ustayı standart otoritelere başvurarak test etmek zorundayız. Bu otorite kutsal yazınlardır, özellikle de tarih boyunca guru-mürit ilişkisinin felsefi temelini ispat etmiş olan Sanskrit Vedik yazınlardır. Vedik yazınlara başvurarak gerçek yetkin bir ruhsal usta için kriteri bilebilebiliriz. O zaman kimin gerçekten ruhsal usta ve kimin dolandırıcı olduğunu kolayca görebiliriz.

Gurunun Öğretilerini İncelemek

Saflar arasında, tabi ki kişi cübbeler giymekle ve bıyıkla, kişinin gözlerinde kıvılcım doğurmakla, bazı sihirli numaralar sergilemekle ya da muammalı konuşmakla ruhsal usta olarak geçinebilir. Ama akıllı insanlar bu dışsal tuzaklara konmayacaklardır; bir öğretmenin sahihliğini belirlemede ki gerçek ölçütü bilmek isteyeceklerdir.

Bhagavad-gita Vedik yazınlara göre, birinci kriter öğretmenin konuştuğu sözlerin niteliğidir. (Bir aptala bile fazlaca itibar edilebilir—ta ki konuşana kadar.) Bhagavad-gita’da özgün spirituel usta olan Lord Sri Krishna, Müridi Arjuna’ya der ki “ Benlik-idrakinde olan ruh sana bilgi verebilir çünkü o gerçeği görmüştür.” Diğer bir deyişle, hakiki bir guru Mutlak Gerçeği, Tanrı’nın Yüce Şahsiyeti’ni idrak etmiş olmalı ve bu bilgiyi müridine verebilme becerisinde olmalı böylece onu tekrarlı doğum ve ölüm döngüsünden kurtarır.

Bu yüzden biraz ruhsal bilgisi varmış gibi yapan ancak müritlerine sadece bazı maddi avantajları—daha ince bir beden, daha iyi seks hayatı, işte başarı ve diğerlerini nasıl elde edeceklerini anlatan bütünüyle şarlatan olan bu sözde guruları hemen reddetmeliyiz. Gerçek ruhsal yaşam doğum ve ölüm sancısından kurtulmak demektir. Ruhu maddeden ayırmaktan aciz sıradan bir adam-- nitekim kendisi doğum ve ölüm döngüsüne yakalanmış—nasıl ruhsal bir usta olduğunu iddia edebilir? Böyle hilekarlar genelde sadece yaşamını kazanmak için “guru işine” başlar. Ama tüm Vedik yazınların özü olan Srimad-Bhagavatam sert biçimde uyarır, “Müridini doğum ve ölümden kurtaramadıkça kimse guru olmamalıdır.”

Gerçek ruhsal bir usta sadece ruhu maddeden ayırabilme becerisinde olmamalı; ayrıca çok küçük olan, bireysel ruh canı (ruhu) Yüce Ruh (Süperruh ya da Tanrı) dan ayırt edebilme becerisinde de olmalıdır. Bu önemli ayrımı yapmakta ki başarısızlık günümüzün sözde manevi ustalarının birçoğunu ehliyetsiz kılar. Aslında, Tanrı ve canlı varlık arasındaki farkı bulandırmak modern gurular arasındaki en bildik felsefi kusurdur. Onların muhakemesi şöyle bir şeydir: “ Beden içinde ki ebedi ruh can Brahman’dır, ve bedenin ötesinde ki yüce ruh da Brahman’dır. Bu yüzden biz hepimiz Yüce Brahman’a dengiz-ya da diğer deyişle, herkes Tanrı.”

Lord Krsna’nın kendisi Bhagavad-gita (15.7) de bu fikri reddeder: “Bu maddi dünyada ki canlı varlıklar ebediyen Benim kismi parçalarımdır.” Vedik yazınların, özellikle de Upanişadların, öğrettiği Brahman, ebedi ruh üzerine olan meditasyon kesinlikle gerçektir. Ve onlar aynı zamanda farkındalığın her birimizin, bir ruh can olarak da, maddi bedenimizden ayrı olarak Brahman olduğunu öğretirler. Ama tüm bunun ötesinde Vedik yazınlar her birimizin ruh olduğu halde, bizim sadece yüce ruh, Tanrı’nın çok küçük zerreleri olduğumuzu anlatır. Diğer bir deyişle, Tanrı yüce ve sonsuzdur, ve bizler hepimiz O’nun bölünemeyecek kadar ufak olan yayılımlarıyız; bu nedenle bizim görevimiz O’na hizmet etmektir. Tanrıcılığın esası olan bu basit aksiyom ve dünyanın bütün dinleri yüksek sesle bunu beyan ediyor. Bir guru için bu öğretiyi atlamak ya da çarpıtmak ciddi bir felsefi yanlış. İhmalkarlığının arkasında genellikle hilekar bir zihniyet—Tanrı’nın yönetimine teslim olmakta hoşnutsuzluk buluruz. Öyleyse, ruhsal ustanın öğretileri bhaktiye ya da Tanrı’ya sevgi dolu adanmışlığa karşı düşmancaysa –şahsi bir Tanrı yoktur ya da Tanrı sadece bir enerji veya biz Tanrı olabiliriz diye öğrettiği zaman—bu durumda onu reddetmeliyiz.

Tıpkı sözde bir guru için yalnızca kaba maddi çıkarlar sunmak ya da müritlerinden bencil amaçlar için para toplamak veya müritlerine Tanrı olduklarını ya da Tanrı olabileceklerini öğretmenin bir dolandırıcılık olması gibi—sözde guruların kendisinin Tanrı’nın bir enkarnasyonu olduğunu iddia etmesi de daha da büyük bir sahtekarlıktır. Vedik yazınlar Tanrı’nın enkarnasyonlarını önceden bildirir ve Onların sıra dışı niteliklerini ve aktivitelerini tanımlar. Öyleyse guru numarası yapan ve kendisinin Tanrı’nın enkarnasyonu olduğunu söyleyen herhangi bir kişi kendisini insan toplumundaki en büyük ahmak olarak teşhir eder. Gerçek, manevi ustada dahil herkesin Tanrı’nın ebedi hizmetkarı olduğudur.

Hepimiz Yüce Tanrı’nın hizmetkarları olduğumuza göre, gerçek yetkin bir guru Yüce Tanrı’nın bir adanmışı olmalıdır ve diğerlerine de nasıl O’nun adanmışı olunacağını öğretmelidir. Aslında, guru Lord Krişna’nın bir adanmışı olmadıkça, başkalarına vermek şöyle dursun -- aşkın bilgiyi anlayamaz.-- Lord Krishna’nın, Bhagavad-gita’yı anlayabilsin diye yetki verdiği Arjuna adanmış tutumundan ötürü bilginin nitelikli alıcısına ideal bir örnektir. Krishna dördüncü bölümde şöyle açıklar, “ Ey Arjuna, yüce olanla ilişkinin bu çok eski bilgisi bugün Benim tarafımdan sana anlatıldı çünkü sen Benim arkadaşım olduğun kadar Benim adanmışımsın da, bu yüzden sen bu bilimin aşkın gizemini anlayabilirsin.” (Bg. 4.3) Krishna Bhagavad-gita’yı beşbin yıl önce konuşmasına rağmen, O’nun sözleri bugün hala gerçekliğini korur: yalnızca Tanrı’nın adanmışı aşkın bilgiyi anlayabilir.

Bir guru için başka bir ölçüt de mutlaka kendisinin – Lord Krishna’nın Kendisinden gelen ruhsal ustalar silsilesinin bir parçası olan—gerçek yetkin bir ruhsal ustanın müridi olmaktır. Bilgisini gurular zinciri yoluyla almadıkça, bir gurunun öğretileri gerçek olamaz çünkü hakiki bir gurular zincirinin parçası olmayan birinin Vedik bilgiye erişimi yoktur. Öyleyse bir ruhsal ustanın güvenilirliğini saptamada gurular zincirinin önemini vurgulamanın üzerinde ne kadar dursak azdır. Ne kadar eğitimli bir bilgin olursa olsun, Vedik bilgiyi kuramsal yaklaşımla anlayamaz. Diğer bir deyişle, kimse noksan olan duyusal algısıyla Aşkınlığı bilemez. Svetasvatara Upanisad (6.23) nın açıkladığı gibi: “Sadece aynı anda hem Tanrı’ya hem de ruhsal ustaya inancı tam olan mükemmel ruhlara Vedik bilginin tüm manası ifşa edilmiştir.”

Guru’nun Yaşamını İncelemek

Hakiki bir guru yalnızca gerçeği konuşmamalı; aynı zamanda da onu yaşamalıdır. Diğer bir deyişle karakteri mükemmel ve davranışı da örnek alınacak nitelikte olmalı. Batı da kendi şahsi yaşamı ne olursa olsun bir profesör veya filozof yalnızca öğretilerine dayanarak ün salıyor. Lakin Vedik toplumunda bir adam ayyaşsa ya da öğrettiği ideal prensipleri bir şekilde ihlal ediyorsa, o zaman ona bir öğretmen değil bir dolandırıcı gözüyle bakılır. Gita’ya göre örnek yoluyla öğreten gerçek bir guru sakinlik, duyusal kontrol, ciddiyet, saflık , hoşgörü, dürüstlük, bilgelik ve Tanrı’ya inanç niteliklerine sahip olmalıdır. Et yemek, sigara içmek ve haram seks gibi tiksinti verici şeylerle meşgul olan ve duyusal tatminin diğer çeşitli şekillerini elde etmek için himayesi altında servet gizleyen sözde guruların tümü ehliyetsiz kılınmıştır. Duyularını kontrol edemeyen bir guru “guru” ünvanını hakkıyla üstlenemez.

Madem ki feragat gerçek guru için bir ölçüt öyleyse tüm maddi temastan kaçınarak tek başına sessiz meditasyonda kalan gurulara ne oluyor? Onlar da ideal guru mu? Hayır—çünkü bu şekilde insan kalabalığından geri çekilmenin Tanrı bilinci olmadan ıstırap çekenlere yardımı yok. Önemli Tanrı-bilinçli gurulardan biri olan Srila Rupa Goswami, Bhakti-rasamrta-sindh’da “ Kişi, Krishna (Tanrı)nın hizmetinde kullanılabilecek maddi şeyleri reddederse, onun feragatı noksandır.” diye belirtir. Her şey Tanrı’nın hizmetinde kullanılmalıdır. Dünyadan çekilmekle değil aksine Krsna bilincini yaymak için (parayı, arabaları, basını, binaları ve bunun gibileri de içeren) dünyevi şeyleri kullanmakla, hakiki bir guru gerçekten kusursuz feragata ulaşabilir ve aynı zamanda da insanlığa yardım eder.

Bazen sözde bir guru hasteneler açmak ya da fakirlere destek çıkmak gibi bazı sosyal yardım görevleri icra etmekle insanlığa yardım etmeye uğraşır. Böyle bir insan genellikle gerçek ruhsal bilgiden yoksun olan bir ateisttir. Gerçek bir ruhsal usta kalben Yüce Tanrı’yı yüceltmekle meşgul olur, yalnızca bunun maddi dünyada bile en yüksek mutluluğu getireceğine olan inancı tamdır. Böyle gerçek bir gurunun Narada Muni’nin Srimad-Bhagavatam’da ki şu sözlerine inancı tamdır: bir ağacın köküne boşalan su gövdeye, sürgünlere, dallara ve yapraklara enerji verdiği gibi; yalnızca adanmışlık hizmeti yoluyla Tanrı’ya ibadet etmek, Tanrı’nın tüm öz parçaları ve (yağmur, hava, güneş ışığı ve insanlığın tüm diğer ihtiyaçlarını karşılayan)yarıntanrıları da otomatik olarak tatmin eder. “ Öyleyse yetkin bir gerçek manevi usta Tanrı’nın Yüce Şahsiyeti’nin övgülerinin etrafa yayılmasını tek işi olarak yapar. Tüm insanların yalnızca Tanrı’yı yücelttiği takdirde tam anlamıyla tatmin olacağını iyice bildiği için asla materyalist planlar yaparak ya da Tanrı hakkında kuru felsefi tahminler uydurarak zamanını harcamaz. Lord Krishna böylesi hakiki mahatmaları (önemli ruhları) şöyle tarif eder: “Sürekli Benim övgülerimi tekrarlayan, büyük bir azimle çabalayan, Benim önümde eğilen bu büyük ruhlar daima Bana adanmışlıkla hizmet eder.” (Bg. 9.14)

Böyle bir mahatmanın kusursuz örneği, arınmış adanmışlık hizmetini öğretmek için beşbin yıl önce Bengal, Hindistan’da görünen Krishna’nın bir enkarnasyonu olan Lord Caitanya Mahaprabhu’dur. Lord Caitanya, kişinin Krishna bilinci bilimini uygulamakla kendi yaşamını mükemmelleştirdiğini ve ayrıca bu bilimi diğerlerine de öğretmesi gerektiğini öğretti. O halde, bir anlamda herkesin sadece diğerlerine Krisna’nın meşgalelerini ve öğretilerini anlatmakla bir guru olabileceğini öğretti. Yeryüzündeki görünür varlığı esnasında, Lord Caitanya bir adanmış gibi davrandı ve daima diğerlerini Tanrı’nın övgülerinin zikredilmesiyle meşgul etmeye çalıştı. Böylece, O ideal bir manevi usta örneği ortaya koydu.

Özetlemek gerekirse, yetkin Vedik yazınlarda bahsedilen altı ana kriterin bir gurunun otoritesini belirlediğini görebiliriz. Öncelikle, guru’nun öğretileri mutlaka tamamen spirituel olmalıdır: müritlerine maddi kazançlar vaat ederek onları kandırmamalıdır; aksine onlara maddi yaşamdan nasıl serbest kalacaklarını ve tekrarlı doğum ile ölümün ıstırabından nasıl kurtuluş sağlayacaklarını öğretmelidir. İkinci olarak guru, Mutlak Gerçeğin--Tanrı’nın Yüce Şahsiyeti’nin-- en yüksek farkındalığına erişmiş olmalıdır. Bu şekilde Guru, sonsuz Yüce Ruh (Tanrı) ile son derece küçük ruh-canları ayırt etmede yetkin olacakdır. Tanrı ile bireysel ruh arasındaki ayrımın tümüyle farkında olmakla kendisini Yüce Tanrı’nın bir adanmışı olarak meşgul eder ve müritlerine adanmışlık hizmetini öğretir. Üçüncü kriter de gurunun bilgisini, Vedik yazınlarda belirtildiği gibi mutlaka yetkili bir gurular zinciri aracılığıyla yetkin gerçek bir manevi ustadan almış olması gerektiğidir. Dördüncüsü de guru’nun karakterinin mutlaka saf olmasıdır: azizlere yakışır bir tutuma hakim olarak mutlaka tüm dini ilkeleri sıkı bir şekilde takip etmelidir. Beşincisi, kendisini ve diğerlerini insan toplumunun esas eylemi olarak Tanrı’nın yüceltilmesiyle meşgul etmelidir ve asla enerjisini maddi refah işlerine saptırmamalıdır. Ve altıncısı, en yüksek olan düzenin bir gurusu mutlaka Tanrı (Krishna) mesajını baştanbaşa tüm dünyaya yaymalıdır.

Srila Prabhupada

Şimdi, bu altı ölçütü Krishna bilinci hareketinin Kurucu-Acarya’sı, İlahi Lütuf A.C. Bhaktivedanta Swami Prabhupada’ya uyarlayalım, böylece onun gerçekte yetkin gerçek bir ruhsal usta olup olmadağını anlayabiliriz.

Öncelikle, Srila Prabhupada’nın öğretileri tamamen katışıksız derecede ruhsal mı— az da olsa karışan maddi bir şeyden bağımsız mı—ve öğretileri kişiyi tekrarlı doğum ve ölüm ıstırabından kurtarabilir mi? Evet. Srila Prabhupada tüm öğretilerini Bhagavad-gita’ya dayandırır ve Bhagavad-gita’nın başından sonuna kadar Krishna, O’nun adanmışının en yüksek mükemmeliğe eriştiğini beyan eder: “ Adanmışlık hizmeti en yüksek eylemdir… yalnızca adanmışlık hizmetiyle kişi aşkın bilgiyi alabilir…Adanmışlık hizmetinde meşgul olan bir kişi zaten doğum ve ölümden kurtulmuştur…” Krishna, bhakti yani adanmışlık hizmetinin ruhsal farkındalık için en iyi yöntem olduğunu tekrar tekrar bildirir. Vedalar bhaktinin yanında diğer birçok yolu( bilgi, çeşitli zorluklar, karma-yoga ve mistik yoga gibi yollar) öğrettiği halde Vedik yazınların son sözü olan Srimad-Bhagavatam tüm bunlara kaitava-dharma ya da “hileci din” olarak gönderme yapar. Gerçekte sadece katışıksız adanmışlık hizmeti (bhakti) ruha doyum verebilir; diğer uygulamalar yalnızca bhaktiye götürene kadar önemlidir. Nitekim Bhagavad-gita’nın sonucunda, Lord Krishna şöyle beyan eder, sarva-dharman parityajya: “ Tüm diğer sözde dini aktiviteleri bırakın ve sadece Bana telim olun.” (Bg. 18.66). Srila Prabhupada Krishna’nın yetkisinde, sadece bhakti-yoga, Tanrı aşkını öğretiyor.

İkinci olarak, Srila Prabhupada Mutlak Gerçeğin, Tanrı’nın Yüce Şahsiyeti’nin ayrımına varmış mı ve bu farkındalığı müritlerine veriyor mu? Evet. Kişinin tamamen Tanrı-bilinçli bir manevi ustayı, düşmüş olan ruhları Tanrı bilinci seviyesine yükseltme yeteneğinden fark edebileceği söylenir.Şüphesiz, Srila Prabhupada dikkate değer bir dereceye kadar bu gücü sergiler. Sadece Srila Prabhupada ile irtibat kurmakla binlerce kişi hayatlarını Krishna’ya, Tanrı’nın Yüce Şahsiyeti’ne adadı. Srila Prabhupada’nın müritleri genellikle “Krishnalar” ve “Hare Krishna İnsanları” olarak bilinir – bu gerçekten ne kadar tamamen Tanrı’ya adanmış hale geldiklerinin kanıtıdır. Aynı zamanda Srila Prbhupada’nın müritleri tam manasıyla şu dört günahkar eylemden kaçınır: et yemek, haram seks, sarhoşlık ve kumar. Günahkar yaşamın sütunları olan bu dört eylem modern toplumumuzun ayrılmaz parçalarıdır. Öyle ki bir çok genç insanın hiç çekinmeden bunlardan vazgeçmesi kesinlikle devrim niteliğindedir ve hem de gerçek guruya bir diğer övgüdür.

Üçüncüsü, Srila Prabhupada bilgisini yetkili gurular zinciri yoluyla gerçek yetkin bir manevi ustadan mı aldı? Srila Prabhupada en yetkili guru zinciri, Brahma-Madhva-Gauidya sampradaya’nın günümüz temsilcisidir. Tanrı’nın Yüce Şahsiyeti, Lord Krishna ilk kez özgün öğretmen olarak ve tekrar, yalnızca beşyüz yıl önce Lord Caitanya Mahaprabhu olarak ortaya çıkarak bu guru zincirini kutsamıştır. Yaradılışın başlangıcında Lord Krishna, Vedaları sırasıyla oğlu ve baş müridi Narada Muni’ye öğreten “ kozmik mühendis” Lord Brahma’ya öğretti, sonra Narada aşkın bilgiyi Upanisadlar, Vedanta-sutra, Puranalar ve (Bhagavad-gita’yı da içeren)Mahabharata’yı kapsayan tüm Vedik yazınları derleyen Vyasadeva’ya (Tanrı’nın yazınsal enkarnasyonuna) aktardı. Onikinci çağ boyunca hem Buddha’nın voidist (gayri şahsiyetçi) felsefesini hem de Sankara’nın gayri şahsiyetçi felsefesini bozguna uğratan büyük Madhcacarya da bu guru zincirinde ortaya çıktı. Krsna-bhakti üzerine en meşhur otorite olan Srila Rupa Goswami ve Hindistan’ın en büyük bilgini Jiva Goswami bu bozulmamış manevi ustalar zincirinde ki diğer iki bağlantıdır. Ve bugün Srila Prabhupada, Srila Bhaktsiddhanta Sarasvati Thakura’nın müridi olarak tüm çizgiyi temsil ediyor.--Kendi felsefelerini uydurup halkı kendi itibarını yükseltmek için dolandıran hilekarlar şöyle dursun-- kesinlikle diğer hiçbir gurunun böylesi itimat sebepleri yoktur.

Bu bizi dördüncü noktaya getiriyor: Srila Prabhupada’nın karakterinin sıra dışı arınmışlığı.Bir şeyi öğretip başka şeyi uygulayan sahte guruların aksine, Srila Prabhupada bir mahamatmanın ( büyük bir ruhun) yazınlarda anlatılan tüm özelliklerini gösterir. Sakin, hoşgörülü, merhametli, ciddi, tümüyle kendine hakim, mütevazi, kusursuz derecede temiz (dışta ve kalbi içinde) ve herkese karşı arkadaşçadır. Her şeyden önce, Lord Krishna’ya mükemmel, sarsılmaz inancı vardır. Onunla tanışmış olan herkes hiç şüphesiz onun en derin anlamda modern bir aziz olduğuna tanıklık edebilir.

Beşincisi, Srila Prabhupada benlik-idrakinin tek yolu olarak Tanrı’nın yüceltilmesini öğretir mi ve maddi nedenli toplumsal yardım işlerinden kaçınır mı? Evet. Yazınlarla ve önceki manevi ustalarla mükemmel uyumlu olarak, Srila Prabhupada sadece sankirtana hareketinin—Tanrı’nın isimlerinin toplu olarak zikrinin ve O’nun adanmışlık hizmetinde meşguliyeti yayıyor. Vedik yazınların çoğu kısmı, tüm spirituel uygulamaların arasında sankirtananın bu materyalist çağ için en etkilisi olduğunu açıkça gösterir: Brhan-naradiya Purana bu çağın insanları için bir başka Tanrı-farkındalığı yönteminin mümkün olmadığını açıklar, Kali-santarana Upanisad kutsal ismin zikredeni günümüz materyalist Kali çağının zehrinden iyileştireceğini bildirir; Narada Pancaratra (tamamen Tanrı’nın isimlerinden oluşmuş olan) Hare Krishna mantrasının tüm diğer mantralara ve birleşik fedakarlıklara denk olduğunu söyler. Lord Caitanya Mahaprabhu da sankirtana yoluyla Tanrı’nın yüceltilmesini öğretmişti ve özellikle Hare Krishna maha-mantrasını vurgulamıştı: Hare Krishna, Hare Krishna, Krishna Krishna, Hare Hare/ Hare Rama, Hare Rama, Rama Rama, Hare Hare. Lord Caitanya, Caitanya-caritamrta (Madhya 22.62) da adanmışlık hizmeti yoluyla Lord Krishna’yı yücelten herkesin otomatik olarak maddi iyilikle ilgili olan tüm yan etkinlikleri gerçekleştirdiğini açıklar. Diğer bir deyişle hem ruhsal hem de maddi memnuniyet elde eder. Öyleyse materyalist hayırseverliğe gerek var mı?

Srila Prabhupada yazınların vardığı sonucu öğrettiğinden ve geçmiş otoritelerce desteklendiğinden, onun verdiği bilgi en arınmış ve en yetkili olanıdır. Bugünün hiçbir gurusu bu anlamda uzaktan yakından bile nitelikli değildir. Sözde bir guru Krishna’dan gelen gurular zincirinin mesajını öğretmiyorsa ve Bhagavad-gita’nın felsefesini ileri sürmüyorsa ve Tanrı’nın kutsal isimlerinin zikredilmesiyle O’nun yüceltilmesinin üzerinde durmuyorsa—o zaman o hakiki olarak kabul edilemez.

Son olarak, Srila Prabhupada’nın bugün tek gerçek guru olduğunun kesin kanıtı onun etkin biçimde Tanrı(Krishna) bilincini tüm dünyaya yayıyor olmasıdır. Bazıları Srila Prabhupada’yı böyle ziyadesiyle övdüğümüzde karşı çıkıyor. Bizim gurumuz dışında başka kimsenin guru olamayacağını söylediğimizi sanıyorlar. Fakat Lord Caitanya herkesin—özellikle Hindistan’da doğanların—Krishna bilincini uygulamakla hayatını mükemmel hale getirmesi ve ardından Krishna bilincini diğerlerine öğretmesi gerektiğini söyler. Lakin sadece Srila Prabhupada Lord’un mesajını oldukça kararlılıkla ve başarıyla üzerine almıştır. Oniki yıl önce, Krishna’nın toprağı Vrindavana’da yaşarken, Srila Prabhupada manevi ağabeylerinin Krishna bilincini yaymak üzere Lord Caitanya ve Srila Bhaktsiddhanta Sarasvati Thakura’nın buyruğunu icra etmediklerini gördü. Şu an Srila Prabhupada bu buyruğu üzerine aldı, o eleştiriyi değil övgüyü hak ediyor. Doğrusu tüm dünya böylesi özgeci evrensel bir öğretmenle iş birliği yapmalı.

Srila Prabhupada’nın Kitaplarının Mucizesi

Bhagavad-gita As It Is Kesinlikle Srila Prabhupada’nın büyüklüğünün bolca kanıtı var, ama hepsinden en ikna edici olanı kitaplarıdır. Öncelikle, Srila Prabhupada Bhagavad-gita’yı yanıltıcı yorum olmadan katışıksız olarak sunan tek gurudur. Ondokuzuncu yüzyıl kadar öncesinde, çoğu Hindu guru Bhagavad-gita’nın büyük bilginleri ve ermişleri olduklarını iddia ederek Birleşik Devletler’e geldiler. Gita’nın bir çok —yaklaşık yüz kadar— uyarlamasını sundular ama biri bile tek bir Krishna adanmışı üretmedi. Diğer bir deyişle bu sahte gurular sadece kendi felsefelerinin tutulmasını sağlamak için Bhagavad-gita’yı kendi bencil yorumlarıyla ileri sürdüler. Böylece Gita’nın gerçek felsefesi olan Krishna’ya teslim olmayı göz ardı ettiler. Ve sonuç? Bir çok insan Bhagavad-gita’ya hayranlık duyduğu halde, kimse anlayamadı ve kimse Krishna’nın bir adanmışı olmayı umursamadı. Bununla birlikte Srila Prabhupada’nın Bhagavad-gita As It Is basımından bu yana binlerce insan bu bilgiyle arındı ve Lord Krishna’ya adanmışlık hizmetine başladı.

Srila Prabhupada’nın diğer kitapları arasında Srimad-Bhagavatam ve Caitanya-caritamrta Vedik yazınların en önemli ikisidir. Şimdiye kadar Srila Prabhupada altmış ciltten fazlasısını yazmıştır ve şu aralar yaklaşık her ay tam bir kitap ortaya koymaktadır. Bu yayınlar (ve yazarı) aşağıda takip eden yorumların da doğruladığı gibi, dünya çapında başı çeken liderlerin övgüsünü kazanmıştır.

Oxford Üniversitesi’nden Profesör Garry Gelade “ Bu [Srimad-Bhagavtam] çok kıymetli tutulması gereken bir kitaptır… Srila Prabhupada’nın metin üzerine tefsirlerinin açıklığı ve kesinliğiyle nadiren boy ölçüşülebilir. Hangi dinden ya da felsefi inançtan olursa olsun bu kitabı açık fikirlilikle okuyan bir kimsenin duygulanmaması ve etkilenmemesi mümkün değildir.”

Georgetown Universitesi’nde Sanskritçe Profesörü olan Dr. Shaligram Shukla, Srila Prabhupada'nın Bhagavad-gita As It Is’ini şöyle över: “ Bu derinden hissedilen, kuvvetle tasavvur edilmiş ve güzel bir şekilde açıklanmış çalışma... Daha önce Gita üzerine böyle gayretli bir sesi ve tarzı olan bir diğer çalışma daha görmedim.”

Ve Mexico Üniversitesi’nde Hindistan Araştırmaları Profesörü olan Dr. Kailash Vajpeye kendini şu şekilde ifade ediyor: “Bugüne kadar Batı’da görülen Bhagavad-gita üzerine bütün tefsirlerin arasından Sri A.C. Bhaktivedanta Swami Prabhupada’nın mevcut basımı en iyisi... Srila Prabhupada’nın Sanskritçe alimliğinin dengi yok. Metnin anlamının içine nüfuz edişi en derin farkındalığı ve Gita’nın derin anlamının anlaşılmasına işaret ediyor.”

Sonuç

Her görüş açısından ve her sebepten, Srila Prabhupada’nın jagad-guru- Tanrı’nın Yüce Şahsiyeti tarafından tüm dünyaya Krishna bilincini öğretmekle yetkilendirilmiş saf bir adanmış olduğu açıktır.

1965’de ilerlemiş yetmiş yaşında, refekatçisi ve neredeyse hiç parası olmadan (yaklaşık 5 dolar)—ama gurusunun talimatını yerine getirmek için gayretli arzusuyla—Srila Prabhupada Hindistanda Vrindavana’da ki evinden ayrılıp Amerika’ya yelken açtı. Boston Limanına varışının üzerine, Srila Prabhupada şöyle yazdı “ Krishna, bilmiyorum neden beni buraya gönderdin. Bu insanların hepsi çılgın, et yemekle ve haram seksle meşgul. Krishna’nın mesajını nasıl duyabilecekler?” Srila Prabhupada Birleşik Devletlerde ki hiçbir organizasyonun himayesinde değildi Hindistan’da ki manevi kardeşleri tarafından da yardım görmedi. Yine de ruhsal ustasının teslim olmuş bir hizmetkarı olarak New York’un Aşağı Doğu Yakasındaki mütevazı bir dükkan önünden başlayarak Krishna bilincini yaymaya çalıştı. Bugün dünya çapında Krishna bilinci hareketinin başarısı Krishna’nın saf adanmışına iltimasının kanıtıdır.

Srila Prabhupada, Krishna bilinci hareketini tek elden başlattı ve yalnızca onbir yılda temel attı, sistemi organize etti ve insan toplumuna Tanrı bilincini yerleştirmek üzere evrensel bir hareket için felsefeyi verdi. Sadece onbir yılda Srila Prabhupada--vaaz vererek, çeviri yaparak, yüzden fazla merkez açarak, dünya çapında işleri idare ederek ve binlerce müridi kabul ederek-- hiçbir genç takipçisinin yakalayamadığı başaramadığı bir hızda yeryüzünü bir adımda onbirden fazla turladı. Onun altmıştan fazla kitabı onbeş ana dilde çevrildi ve Kuzey Amerika, Avrupa, Avusturalya ve Asya’nın bölümlerinin her yerinde kolejler ile üniversitelerde herkesçe itibar edilen metinlerdir.

Srila Prabhupada işadamlarına Krishna için iş yapmalarını, sanatçılara Krishna için resim ve heykel yapmasını, bilim adamlarına Krishna için beyin gücünü kullanmayı ve Krishna için bilmeyi-nasılı öğretti. Annelere Krishna-bilinçli çocuklar yetiştirmeyi, aktörlere Krishna’nın meşgalelerini betimleyen oyunlar oynamalarını ve herhangi birine ve herkese Hare Krishna’yı zikredip Krishna’ya sunulan yiyecek olan prasada yemelerini öğretti. (Öncesinde günümüzün çılgın duyusal tatmin propagandasıyla beyinleri yıkanan) talihli müritlerini insan toplumunun en akıllıları, huzurlu,kendini kontrol edebilen brahmanalara dönüştürdü. Srila Prabhupa’da jagad-gurudur, (yumuşak başlılıkla onu duymaya razı olan) hepimizin ruhsal ustasıdır ve dünyaya, her şeyi hak sahibi olan—Krsna’nın—hizmetinde kullanarak ve Krishna’nın kutsal isimlerini söyleyerek hem bireysel hem de ulusal olarak nasıl barışa sahip olacağını öğretiyor.

Tanrı’nın temsilcisi olarak Srila Prabhupada’nın şanı onun büyüklüğü tanımlamak üzere olan her girişimi aşar. Bu birkaç sayfada bahsedilen kanıtların ötesinde, Srila Prabhupada’nın yaşamı ve öğretilerinin daha yakından incelenmesi çok daha fazla emsali olmayan başarıları gözler önüne serecektir ve ileri aşkın aydınlanmaya vesile olacaktır. Önemli bir ruhu övmek üzere bu mütevazi girişimin okuyucusu, sunumumuzu dikkate almakla çok nazik olmuştur. Sizin için son sözlerimiz şunlardır: biz saygıyla sizden bu yüksek derecede yetkin olan gerçek ruhsal ustanın kitaplarını okumanızı rica ediyoruz. Yumuşak başlılıkla onun mesajını dinlerseniz, kesinlikle kalbinize dokunacak ve ebedi olarak size yarar getirecektir.

(Tanrılığa Dönüş Magazini Sayı 12. No. 8 1977)

~*~*~*For english please read the rest of the entry~*~*~*

Among the naïve , of course, one may pass for a spiritual master by wearing robes and a beard, bearing a twinkle in one's eye, performing some magic tricks, or speaking riddles. But intelligent people won't settle for these outer trappings...

A recent Gallop poll revealed that more than nineteen million American adults are now practicing some form of yoga, meditation, or other "self-renewal" process. To meet this great demand, many "gurus" have appeared on the scene, each teaching his version of spiritual truth. Some have attracted large followings, and every disciple undoubtedly feels that his guru is the best. But for the serious seeker of truth, choosing a spiritual master cannot be a matter of mere sentiment. Spiritual life is factual and scientific, and we have to test the qualifications of any spiritual teacher by referring to the standard authority. This authority is scripture, especially the Sanskrit Vedic scriptures, which throughout history have proved the philosophical basis for the guru-disciple relationship. By referring to Vedic scriptures we can know the criteria for a bona fide spiritual master. Then we can easily see who is actually a spiritual master, and who is a fraud.

Examining the Guru's Teachings

Among the naïve , of course, one may pass for a spiritual master by wearing robes and a beard, bearing a twinkle in one's eye, performing some magic tricks, or speaking riddles. But intelligent people won't settle for these outer trappings; they'll want to know the real criteria for determining a teacher's authenticity.

The first criterion, according to the Vedic scriptures, is the quality of the words the teacher speaks. (Even a fool may be highly esteemed--until he speaks.) In the Bhagavad-gita Lord Sri Krishna, the original spiritual master, tells His disciple Arjuna, "The self-realized soul can impart knowledge unto you because he has seen the truth." In other words, a genuine guru must have realized the Absolute Truth, the Personality of Godhead, and he must be able to impart this truth to his disciple, thus freeing him (or her) from repeated birth and death.

We should therefore immediately reject as outright charlatans those so-called gurus who pretend to have some spiritual knowledge, but who teach their disciples only how to gain some material advantage--a slimmer body, better sex life, success in business and so on. Real spiritual life means getting free from the agony of birth and death. How can a common man, unable to distinguish spirit from matter--and thus himself caught in the cycle of birth and death--claim to be a spiritual master? Such cheaters generally take up the "guru business" just to earn a living. But the Srimad-Bhagavatam, the essence of all Vedic scriptures, sternly warns, "No one should become a guru unless he can free his disciple from birth and death."

A true spiritual master must not only be able to distinguish spirit from matter; he must also be able to distinguish the minute, individual spirit (the soul) from the Supreme Spirit (the Supersoul, or God). Failure to make this important distinction disqualifies many of today's so-called spiritual masters. In fact, blurring the difference between God and the living entities is the most common philosophical flaw among modern gurus. Their reasoning goes something like this: "The eternal spirit soul within the body is Brahman, and the supreme spirit beyond the body is also Brahman. Therefore, we are all equal to the Supreme Brahman-or in other words, everyone is God."

But Lord Krishna Himself denies this idea in the Bhagavad-gita (15.7): The living entities in this material world are eternally My fragmental parts." It is certainly true that the Vedic scriptures, especially the Upanisads, teach meditation on Brahman, the eternal spirit. And they also teach the realization that each one of us , as a spirit soul, is also Brahman, separate from our material body. But beyond this all the Vedic scriptures explain that although each of us is spirit, we are only minute sparks of the supreme spirit, God. In other words, God is supreme and infinite, and we are all His infinitesimal expansions; therefore our duty is to serve Him. This simple axiom is the essence of theism, and all the world's religions loudly declare it. For a guru to omit or distort this teaching is a serious philosophical lapse. Behind his negligence we will usually find a cheating mentality--a strong aversion to surrendering to the mastership of God. So, when the teachings of a spiritual master are inimical to bhakti, or loving devotion to God--when he teaches that there is no personal God, or that God is only an energy, or that we can become God--then we should reject him.

Just as it is a fraud for a so-called guru to offer only gross material benefits, or to collect money from his disciples for selfish aims, or to teach the disciples that they are God or can become God--so it is an even greater fraud for the so-called guru to proclaim that he himself is an incarnation of God. The Vedic scriptures predict the incarnations of God and describe Their extraordinary qualities and activities. So any ordinary person who poses as a guru and says he is an incarnation of God exposes himself as the greatest fool in human society. The truth is that everyone, including the spiritual master, is an eternal servant of God.

Since we are all servants of the Supreme Lord, a bona fide guru must be a devotee of the Supreme Lord and teach others how to become His devotees. In fact, unless the guru is a devotee of Lord Krishna,--he cannot understand transcendental knowledge--what to speak of imparting it to others. An ideal example of a qualified recipient of transcendental knowledge is Arjuna, whom Lord Krishna empowered to understand the Bhagavad-gita because of his devotional attitude. Krishna explains in the forth chapter, "O Arjuna, this very ancient science of the relationship with the supreme is today told by Me to you because you are My devotee as well as My friend, therefore you can understand the transcendental mystery of this science." (Bg. 4.3) Though Krishna spoke the Bhagavad-gita five thousand years ago, His words still hold true today: only the Lord's devotee can understand transcendental knowledge.

Another important criterion for a guru is that he himself must be a disciple of a bona fide spiritual master--one who is part of a succession of spiritual masters coming from Lord Krishna Himself. A guru's teachings cannot be genuine unless he has received his knowledge by this process of disciplic succession, because one who is not part of a genuine disciplic chain can have no access to the Vedic knowledge. So we cannot over-emphasize the importance of the disciplic succession in determining the credibility of a spiritual teacher. No matter how learned a scholar may be, he cannot understand Vedic knowledge by the speculative approach. In other words no one can know the Transcendence by his imperfect sense perception. As the Svetasvatara Upanisad (6.23) explains: "Only unto those great souls who simultaneously have implicit faith in both the Lord and the spiritual master are all the imports of Vedic knowledge revealed.

Examining the Guru's Life

A genuine guru must not only speak the truth; he must also live it. In other words his character must be perfect and his behavior exemplary. In the West we commonly see that a professor or philosopher receives renown on the basis of his teachings alone, regardless of his personal life. But in the Vedic society if a man is a drunkard or in some other way violates the ideal principles he teaches, then he is considered not a teacher but a cheater. According to the Gita a real guru, who teaches by example, must have the qualities of peacefulness, sense control, austerity, purity, tolerance, honesty, wisdom and faith in God. So-called gurus who engage in abominable things like meat eating, cigarette smoking, and illicit sex, and who covert wealth for purchasing various other forms of sense gratification, are all disqualified. One who cannot control his senses cannot rightly bear the title "guru."

Since renunciation is a criterion for a genuine guru, then what about yogis who remain alone in silent meditation, seeking to stay pure by avoiding all material contact? Are they the ideal gurus? No--because such withdrawal from the mass of people does not help those who are suffering without God consciousness. One of the greatest God-realized gurus, Srila Rupa Gosvami, states in his Bhakti-rasamrta-sindhu, "If one rejects material things which could be used in the service of Krishna [God], his renunciation is incomplete." Everything should be used to serve God. By not withdrawing from the world, but rather by using worldly things (including money, cars, public media, buildings and so on) to spread God consciousness, a genuine guru can actually attain complete renunciation and also help humanity.

Sometimes a so-called guru seeks to help humanity by performing some social welfare mission such as opening hospitals or uplifting the poor. Such a man is generally an atheist, devoid of any real spiritual knowledge. A true spiritual master engages wholeheartedly in glorifying the Supreme Lord, fully convinced that this alone will bring the highest happiness, even within the material sphere. Such a true guru has complete faith in Narada Muni's words in the Srimad-Bhagavatam: as pouring water on the root of a tree energizes the trunk, branches, twigs and leaves ; as supplying food to the stomach enlivens the senses and limbs of the body; so simply worshipping the Lord through devotional service automatically satisfies the Lord's parts and parcels, the demigods [who supply the rain, air, sunlight and all other necessities for man]." So a bona fide spiritual master makes broadcasting the glories of the Supreme Personality of Godhead his only business. He never wastes time making materialistic plans or concocting dry philosophical speculations about God, for he knows full well that all people will be completely satisfied if they simply glorify God. Lord Krishna describes such genuine mahatmas (great souls) as follows: "Always chanting My glories, endeavoring with great determination, bowing down before Me, these great souls perpetually worship Me with devotion." (Bg. 9.14)
The perfect example of such a mahatma is Lord Caitanya Mahaprabhu, an incarnation of Krishna who appeared five hundred years ago in Bengal, India to teach pure devotional service. Lord Caitanya taught that one should perfect his own life by practicing the science of Krishna consciousness, and that one should also teach others this science. In one sense, then, he taught that everyone could become a guru simply by telling others about the pastimes and teachings of Krishna. During His manifest existance on earth, Lord Caitanya acted as a devotee and always tried to engage others in chanting the glories of the Lord. Thus, He set an example of an ideal spiritual master.

To summarize, we can see that six chief criteria mentioned in the authoritative Vedic scriptures determine the authority of a guru. First, the guru's teachings must be fully spiritual: he must not cheat his disciples by promising them material benefits; rather, he must teach them how to become free from material life and obtain liberation from the miseries of repeated birth and death. Second, the guru must have attained the highest realization of the Absolute Truth--the Personality of Godhead--which is beyond the incomplete impersonal conception. In this way the Guru will be competent to distinguish the infinite Supreme Spirit (God) and the infinitesimal spirit souls. Fully aware of this distinction between God and the individual soul, he should engage himself as a devotee of the Supreme Lord and teach devotional service to his disciples. The third criterion is that the guru must have received his knowledge from a bona fide spiritual master through the authorized process of disciplic succession, as explained in the Vedic literature. The fourth is that the guru's character must be pure: he must rigidly follow all the religious principles governing saintly behavior. Fifth, he must engage himself and others in the glorification of the Lord as the ultimate activity for human society, and he should not divert his energies to material welfare work. And sixth, a guru of the highest order must spread the message of God (Krishna) consciousness throughout the world.

Srila Prabhupada

Now, let's apply these six criteria to the Founder-Acarya of the Krishna consciousness movement, His Divine Grace, A.C. Bhaktivedanta Swami Prabhupada, so that we can see whether he is in fact a bona fide spiritual master.

First, are Srila Prabhupada's teachings purely spiritual--free of any material tinge--and can they liberate one from the misery of repeated birth and death? Yes. Srila Prabhupada bases all of his teachings on the Bhagavad-gita, and throughout the Bhagavad-gita Krishna declares that His devotee attains the highest perfection: "Devotional service is the highest activity....only by devotional service can one receive transcendental knowledge....One engaged in devotional service is already liberated from birth and death...." Again and again Lord Krishna declares that bhakti, devotional service, is the best method for spiritual realization. Although the Vedas teach many other paths besides bhakti (such paths as knowledge, severe austerities, karma-yoga, and mystic yoga) the Srimad-Bhagavatam, the final word in Vedic literature, refers to all these as kaitava-dharma, or "cheating religion." In truth only unalloyed devotional service (bhakti) can give satisfaction to the soul; other practices are of value only insofar as they lead to bhakti. Thus, at the conclusion of Bhagavad-gita, Lord Krishna declares, sarva-dharman parityajya: "Give up all other so-called religious activities and surrender unto Me alone" (Bg. 18.66). On Krishna's authority, Srila Prabhupada is teaching only bhakti-yoga, love of God.

Second, has Srila Prabhupada realized the Absolute Truth, the Personality of Godhead, and is he imparting that realization to his disciples? Yes. It is said that one can recognize the fully God-conscious spiritual master by his ability to raise many fallen souls to the level of God consciousness. Unquestionably, Srila Prabhupada exhibits this strength to a remarkable degree. Simply by coming into contact with Srila Prabhupada thousands of people have devoted their lives to Krishna, the Supreme Personality of Godhead. Srila Prabhupada's disciples are commonly known as "Krishnas" and "Hare Krishna people"--evidence of how totally dedicated to God they have actually become. Also Srila Prabhupada's disciples strictly avoid the four sinful activities: meat eating, illicit sex, intoxication and gambling. These four activities, the pillars of sinful life, are an integral part of our modern society. That so many young people have given them up so unreservedly is certainly revolutionary and is but another tribute to the bona fide guru.

Third, has Srila Prabhupada received his knowledge from a bona fide spiritual master through the authorized process of disciplic succession? Srila Prabhupada is the present representative of the most authorized disciplic succession, the Brahma-Madhva-Gauidya sampradaya. The Supreme Personality of Godhead, Lord Krishna, has blessed this disciplic succession by appearing first as its original preceptor and again, only five hundred years ago, as Lord Caitanya Mahaprabhu. In the beginning of the creation Lord Krishna taught the Vedas to Lord Brahma, the "cosmic engineer," who in turn instructed his son and chief disciple, Narada Muni, Narada then passed down the transcendental knowledge to Vyasadeva (the literary incarnation of God), who compiled all the Vedic literature, including the Upanisads, Vedanta-sutra, Puranas, and Mahabharata (which contains the Bhagavad-gita). During the twelfth century the great Madhcacarya, who defeated both Buddha's voidist philosophy and Sankara's impersonalist philosophy, also appeared in this disciplic succession. Srila Rupa Gosvami, the the most renowned authority on krsna-bhakti, and Jiva Gosvami, India's greatest scholar, are two more links in this unbroken chain of spiritual masters. And today Srila Prabhupada represents the entire line as the disciple of Srila Bhaktsiddhanta Sarasvati Thakura. Certainly no other genuine guru has such credentials--what to speak of the cheaters who concoct their own philosophies and deceive the public for their personal aggrandizement.

This brings us to the forth point: the extraordinary purity of Srila Prabhupada's character. Unlike those pseudo gurus who preach one thing and practice another, Srila Prabhupada exemplifies all the qualities of a mahatma (great soul) described in the scriptures. He is peaceful, tolerant, merciful, austere, totally self-controlled, humble perfectly clean (externally and within his heart), and friendly to everyone. Above all, he has perfect, unshakable faith in Lord Krishna. Anyone who has met him can testify that, without question, he is a modern saint in the most profound sense.

Fifth does Srila Prabhupada teach glorification of God as the only means for self-realization, and does he shun materially motivated welfare work? Yes. In perfect accord with the scriptures and the preceding spiritual masters, Srila Prabhupada is exclusively propagating the sankirtana movement--the congregational chanting of God's names and engagement in His devotional service. Many parts of the Vedic literature proclaim that of all spiritual practices, sankirtana is the most effective for this materialistic age: the Brhan-naradiya Purana explains that no other method of God-realization is possible for the people of this age; the Kali-santarana Upanisad declares that the holy name will cure the chanter of the poisonous effects of the present materialistic age of Kali; and the Narada Pancaratra says that the Hare Krishna mantra (composed entirely of God's names) is equal to all other mantras and sacrifices combined. Lord Caitanya Mahaprabhu also taught glorification of God through sankirtana, and He particularly stressed the Hare Krishna maha-mantra: Hare Krishna, Hare Krishna, Krishna Krishna, Hare Hare/ Hare Rama, Hare Rama, Rama Rama, Hare Hare. As for material well-being Lord Caitanya explains in the Caitanya-caritamrta (Madhya 22.62) that anyone who glorifies Lord Krishna through devotional service automatically performs all subsidiary activities. In other words he attains both spiritual and material fulfillment. So what need is there for materialistic philanthropy?

Since Srila Prabhupada is teaching the conclusion of the scriptures and is supported by the past authorities, the knowledge he is giving is the purest and most authorized. None of today's gurus is even nearly qualified in this respect. If a would-be guru is not teaching the message of the disciplic succession from Krishna, and if he does not put forward the philosophy of the Bhagavad-gita, and if he does not stress the glorification of God by chanting His holy names--then he cannot be accepted as genuine.

Finally, the conclusive evidence that Srila Prabhupada is the only real guru today is that he is effectively spreading God (Krishna) consciousness throughout the world. Some persons object when we praise Srila Prabhupada so highly. They think we are saying no one can become a guru except our guru. But Lord Caitanya says that everyone--especially those born in India--should make his life perfect by practicing Krishna consciousness and then teach Krishna consciousness to others. Only Srila Prabhupada, however, has taken up the Lord's order with so much determination and so much success. Twelve years ago, while living in Vrndavana, the land of Krishna, Srila Prabhupada saw that his elder Godbrothers were not carrying out the order of Lord Caitanya and Srila Bhaktsiddhanta Sarasvati Thakura to spread the message of Krishna consciousness. Now that Srila Prabhupada has taken up that order, he deserves not criticism but praise. Indeed the whole world should cooperate with such a selfless universal teacher.

The Miracle of Srila Prabhupada's Books

Certainly there is abundant evidence of Srila Prabhupada's greatness, but the most conclusive of all is his books. First, Srila Prabhupada is the only guru who has presented the Bhagavad-gita purely, without misleading commentary. As long ago as the end of the nineteenth century, many Hindu gurus came to the United States claiming to be great scholars and saints of the Bhagavad-gita. They presented the Gita in many versions--nearly one hundred--but not one produced even a single devotee of Krishna. In other words these false gurus put forth the Bhagavad-gita with self-interested interpretations, simply to popularize their own philosophies. Thus they ignored the Gita's real philosophy of surrender to Krishna. And the result? Although many people admired the Bhagavad-gita, no one could understand it, and no one cared to become a devotee of Krishna. However, Since Srila Prabhupada's publication of the Bhagavad-gita As It Is thousands of people have become purified by this knowledge and have taken up devotional service to Lord Krishna.

Among Srila Prabhupada's other books are the Srimad-Bhagavatam (a work in progress) and the Caitanya-caritamrta, two of the most important Vedic scriptures. To date Srila Prabhupada has written more than sixty volumes, and he is currently producing one complete book nearly every month. These publications (and their author) have won the praise of leading scholars throughout the world, as the following comments will attest.

Professor Garry Gelade of Oxford University writes, "This [Srimad-Bhagavtam] is a book to be treasured....The clarity and precision of Srila Prabhupada's commentaries on the text can rarely have been equaled. No one of whatever faith or philosophical persuasion who reads this book with an open mind can fail to be moved and impressed."

Dr. Shaligram Shukla, Professor of Sanskrit at Georgetown University, praises Srila Prabhupada's Bhagavad-gita As It Is: "It is a deeply felt, powerfully conceived, and beautifully explained work....I have never seen any other work on the Gita with such an ardent voice and style."

And Dr. Kailash Vajpeye, Visiting Professor of Indian Studies at the University of Mexico, expresses himself in this way: "Of all the commentaries on the Bhagavad-gita that have appeared until now in the West, this present edition by Sri A.C. Bhaktivedanta Swami Prabhupada is the best....Srila Prabhupada's Sanskrit scholarship is without parallel. His penetration into the meaning of the text indicates the deepest realization and understanding of the profound meaning of the Gita."

Conclusion

From every angle of vision and on every count, it is clear that Srila Prabhupada is jagad-guru--a pure devotee empowered by the Supreme Personality of Godhead to teach Krishna consciousness to the entire world. Indeed, more than a century ago, Srila Bhaktivinoda Thakura, one of the great spiritual masters in the line of disciplic succession, predicted the advent of His Divine Grace, A.C. Bhaktivedanta Swami Prabhupada. Srila Bhaktivinoda wrote: "A personality will soon appear to preach the teachings of Lord Caitanya and move unrestrictedly over the whole world with His message."

In 1965 at the advanced age of seventy, with no companion and practically no money (about five dollars)--but with the ardent desire to execute the instruction of his guru--Srila Prabhupada left his home in Vrndavana, India, and sailed to America. On his arrival in Boston Harbor, Srila Prabhupada wrote, "I do not know, Krishna, why You have sent me here. These people are all demoniac, engaged in meat eating and illicit sex. How will they be able to hear the message of Krishna?" Srila Prabhupada wasn't patronized by any organization in the United States, nor was he helped by his Godbrothers in India. Yet as a surrendered servant of his spiritual master, he tried to spread Krishna consciousness, beginning from a humble storefront on New York's Lower East Side. The success of the worldwide Krishna consciousness movement today is a testimony to Krishna's favor on His pure devotee.

Srila Prabhupada started the Krishna consciousness movement single-handedly, and in only eleven years he has laid the foundation, organized the framework and imparted the philosophy for a universal movement to establish God consciousness throughout human society. In only eleven years Srila Prabhupada has circled the globe more than eleven times--preaching, translating, opening more than one hundred centers, managing worldwide affairs, and accepting thousands of disciples--all at a pace that none of his youthful followers have been able to match. His sixty plus books have been translated into fifteen major languages, and they are standard texts in colleges and universities throughout North America, Europe, Australia, and parts of Asia.

Srila Prabhupada has taught businessmen to do business for Krishna, artists to paint and sculpt for Kishna, and scientists to use their brain power and know-how for Krishna. He has taught mothers to raise Krishna-conscious children, actors to perform dramas depicting the pastimes of Krishna, and anyone and everyone to chant Hare Krishna and eat prasada, food offered to Krishna. He has transformed his fortunate disciples (who had formely been brainwashed by today's demonic properganda of sense gratification) into peaceful, self-controlled brahmanas, the most intelligent members of human society. Srila Prabhupada is jagad-guru, the spiritual master of all of us (all of us who agree to hear him submissively), and he is teaching the world how to have peace, both individually and internationally, by using everything in the service of its rightful owner--Krishna--and by chanting Krishna's holy names.

The glory of Srila Prabhupada as the representative of God surpasses any attempt to define his greatness. Beyond the proofs cited in these few pages, a closer study of Srila Prabhupada's life and teachings will reveal many more unprecedented achievements and afford further transcendental enlightenment. The reader of this humble attempt to praise a great soul has been very kind to consider our presentation. To you our concluding words are these: we respectfully request you to read the books of this highly exalted bona fide spiritual master. If you submissively hear his message, certainly it will touch your heart and benefit you eternally.

(From Back to Godhead Vol. 12 No. 8 1977)

Copyright © 2008 - Hare Krishna Turkey - is proudly powered by Blogger
Smashing Magazine - Design Disease - Blog and Web - Dilectio Blogger Template