Prabhupada'nın kendi manevi öğretmeni Bhaktisiddhanta Sarasvati Thakura'nın gözden kayboluş gününde yaptığı konuşmasını aşağıda bulacaksınız. Bhaktisiddhanta Sarasvati Thakura, Uluslarası Krişna Bilinci Topluluğu kurucu-acaryası Srila Prabhupada'Nın manevi öğretmeniydi. Srila Bhaktisiddhanta Thakura yirminci yüzyılların başlarınca güçlü bir şekilde Caitanya Mahaprabhu'nun öğretilerini yaydı. Kast sisteminin ve gayrişahsiyetçiliğin derinleşmiş köklerinin etkilerine karşı öğütler verdi. Bilim adamları, eğitimciler ve toplumun diğer liderleriyle görüşmeler yaparak, 108 in üzerinde deneme ve eser yazarak Krişna bilincini son derece saygı guyulan bir bilim olarak sunmak için uğraştı. Hindistan'ın içinde ve dışında Gaudiya Math olarak bilinen 64 tapınak kurdu.
9 Aralık 1969, Los Angeles; Prabhupada'nın söylevi

Bugün Gurum Maharaja’nın gözden kaybolduğu gün. Siz söylediğim gibi sadhavo jiva va mara va . Geçen gün size,bir bilgenin farklı çeşitte insanlara farklı hayır dualarını verdiğini anlattığım güzel bir hikaye vardı. Bir Kralın oğlunu, bir prensi kutsamıştı, raja-putra ciram jiva: “Sen bir kralın oğlusun, prenssin. Sonsuza dek yaşa.” Ve muni-putra, aziz gibi birinin oğlunu, onu kutsadı, ma jiva ma jiva: “Sen yaşama.” Raja-putra ciram muni-putra ma jiva. Ve sadhu, adanmışları, kutsadı, jiva va mara va: “İster yaşa ister öl.” Ve bir kasap vardı, onu da kutsadı, ma jiva ma mara: “ Sen ölme, yaşama.” Bu sözler çok önemlidir. Bunu önceden açıklam , yine açıklıyorum. Bir prens sadece duyulardan keyif alıyor, hepsi bu. Duyusal keyif için yeteri kadar olanağı var. Öyleyse bir sonraki hayatı cehennem gibi. Çünkü seks hayatına müptelaysanız, o zaman Krsna size saatte üç kez seks yapma olanağını verecektir, tıpkı güvercinler, maymunlar ve serçeler gibi, bunlar cinsel bakımdan çok güçlüdürler. Görmüşsünüzdür. Öyleyse olanak verilir. Dolayısıyla soyluluk düzeni, onlar duyusal zevk peşindedir.Onun için şöyle kutsamıştı “ Sen sonzuza dek yaşa daha iyi, çünkü ölümden sonra sana ne olacağını bilmiyorsun. Cehennem gibi bir hayat alacaksın.Bir süre yaşaman daha iyi. Keyfini sürmeye devam et.” Ve muni-putra ma jiva. Bir manevi ustanın rehberliğinde, sıkı disiplinli rehberliğinde çalışan bir Brahmacariyi kutsadı, ma jiva, “Senin ölmen daha iyi.Çünkü sen Tanrı’nın krallığına girmek için o kadar eğitimlisin ki öyleyse neden o kadar sıkıntıya giresin? Senin ölüp ruhsal dünyaya gitmen daha iyi.” Ma jiva. Ve bir adanmışı kutsadı, jiva va maro va: “Sevgili adanmışım, ölsende yaşasanda, aynı şey.” Ve kasabı kutsadı, ma jiva ma mara: “Sen ölme, yaşama.” Ne yapsın? Onun yaşam koşulu öylesine berbat ki.Sabahtan başlayarak, bir sürü hayvanı katletmek, kan lekesi, dehşet verici sahneyi görmek zorunda. Bu onun geçim kaynağı. Yani ne korkunç bir yaşam. Bu yüzden “ Yaşama. Ve ölme de.” Çünkü ölümden sonra, ah, o öylesine cehennem gibi bir durumda olacak ki kimse tarif edemez. Öyleyse her iki hayatta da, canlılık da ölüm de, ölümün ardından, onun durumu çok korkunç.

Neyse, diğerlerinden farklı olarak, bir adanmış için görünmek ve gözden kaybolmak aynı şeydir. Tıpkı benim manevi ustamın Jagannatha Puri’de göründüğü zaman gibi…O çok büyük bir devlet memurunun, Bhaktivinoda Thakura’nın oğluydu. O bilinen bir sulh yargıcıydı, devlet memuru. O günlerde bir sulh yargıcı devletin büyük bir memuruydu, nerdeyse validen sonra gelirdi. Ve Bhaktivinoda Thakura, Jagannatha tapınağından sorumluydu. Jagannatha Puri’de sistem budur. Tapınaktan sorumlu olan yönetici bölge sulh yargıcıydı. Bir Ratha-yatra festivali vardı, ve araba Bhaktivinoda Thakura’nın evinin önünden geçiyordu. Bhaktivinoda Thakura’nın adı Kedaranath Datta idi . O sulh yargıcıyken, K.N. Datta olarak tanınıyordu. Kedaranath Datta. Böylece araba evinin önünde durdu ve o zaman, Srila Bhaktisiddhanta Sarasvati Thakura, annesinin kucağında bir çocuktu. Anne arabanın tepesine çıkma fırsatından yararlanmıştı. O sulh yargıcının eşiydi, öyleyse onun olanağı vardı. İnsanlar derhal ona arabanın tepesine çıkması için yol verdi ve çocuğu Jagannatha’ın nilüfer ayaklarına yerleştirdi. Ve bir sürü çiçekten taç vardı. Bir taç onun, Bhaktisiddhanta Sarasvati’nin üzerine düştü, kutsama. Bu biri… Daha çok şey vardı.
O iki, üç yaşında bir çocukken Deiti’ye sunulmak üzere muhafaza edilen bir mango meyvesi yemişti. Bu nedenle babası onu tatlılıkla paylamıştı, “ Ah, çok yanlış birşey yaptın. O Deiti içindi ve sen onu aldın. Bunu yapmamalıydın.” Çocuk iki üç yaşındaydı. Bunu öyle ciddiye aldı ki ondan sonra bir daha asla mango almadı. Ona ne zaman mango sunsak “Hayır, ben kabahatliyim. Mango alamam.” dedi. Böyle düşünüyordu, görüyorsunuz. Hayatında asla bir mango almadı. Düşünüyordu ki “ Ben çocukluğumda Deiti’nin mangosunu alarak kabahat işledim. Bu bir acaryanın özelliğidir. Yaşamlarının eylemiyle öğretirler ki kişi epeyce azimli olmalıdır, …olmamalı. Bir çocuk mango almıştı, kabahat yoktu. Ama o ant içti.

Başka bir örnekte, benim önümde oldu. O zamanlar, biz de genç adamlardık ve Manevi kardeşlerimden biri, onun adı Dr. Oul Bihari Kapoor... O şimdi emekli, en son Vrndavana’da gördüm. O da genç bir adamdı ve eşi de gençti. Böyle hep beraber oturuyorduk, Guru Maharaja ile konuşuyorduk ve kız “Sevgili efendim, sizinle konuşmak istiyorum” diye teklifte bulundu. Guru Maharaja da “ Evet, ne istersen konuşabilirsin.” dedi. Bunun üzerine o da “ Sizinle gizli olarak konuşmak istiyorum, herkesin önünde değil.” dedi. Guru Maharaja “Hayır. Sizinle gizlice konuşamam. Tüm diğer müritlerimin önünde konuşabilirsiniz.” dedi. Dolayısıyla kız tıpkı onun torunu gibi olduğu halde, gizli bir yerde genç bir kadınla konuşmayı reddetti. Bunlar örnekler.

Öyleyse o yaşamında akhanda brahmacari idi. Bhaktivinoda Thakura’un başka çok oğlu vardı ve o beşinci oğuldu. Ve diğer erkek kardeşlerinin bazıları da evlenmedi. Ve benim Gurum Maharaj, o da evlenmedi. Çocukluğundan itibaren sıkı bir brahmacariydi, Bhaktisiddhanta Sarasvati Gosvami Maharaja. Ve bu dünya çapında ki hareketi başlatmak için çok çetin zorluklar geçirdi.Bu onun göreviydi. Bhaktivinoda Thakura bunu yapmak istedi. Bhaktivinoda Thakura 1986’da, Shree Chaitanya Mahaprabhu, Yaşamı ve Talimatları kitabını göndererek bu Krsna bilinci hareketini tanıtmak istedi. Neyse ki, o yıl benim doğum yılımdı ve Krsna’nın ayarlamasıyla, temas kurduk. Ben farklı bir ailede doğmuştum, Gurum Maharaja farklı bir ailede doğmuştu. Kim bilirdi ki ben onun korumasına geleceğim? Kim bilirdi ki Amerika’ya geleceğim? Kim bilirdi ki siz Amerikalı delikanlılar bana geleceksiniz? Bunların hepsi Krsna’nın ayarlamaları. Birşeylerin nasıl olduğunu biz anlayamayız. 1936 da… Bugün dokuz Aralık 1938 (68). Bu demek oluyor ki otuz iki yıl önce. Ben o zamanlar Bombay’de bir iş yapıyordum. Birden bire, muhtemelen bu günde, 9 ile 10 Aralık arası bir zaman. O zaman, Guru Maharaja biraz rahatsızdı ve Jagannatha Puri’de, deniz kıyısında kalıyordu. Böylelikle ona mektup yazdım, “Benim sevgili efendim, diğer müritleriniz, brahmacari, sannyasi, size doğrudan hizmet veriyor. Ve ben bir aile reisiyim. Sizinle yaşayamam, size güzelce hizmet edemem. Onun için bilmiyorum. Size nasıl hizmet edebilirim?” Sadece bir fikir, ona hizmet etmeyi düşünüyordum, “Ciddi olarak ona nasıl hizmet edebilirim?” Bunun üzerine cevap 13 Aralık 1936 tarihliydi. Bu mektubunda şöyle yazmıştı, “ Benim sevgili şöyle şöyle, mektubunu aldığıma çok memnun oldum. Bence sen hareketimizi İngilizce olarak ilerletmelisin.” Onun yazdığı buydu. “ Ve bunun sana ve sana yardım eden diğer insanlara iyiliği dokunacaktır.” Bu onun talimatıydı.Ve sonra 1936’da, 31 Aralıkta – ayrılışından iki hafta önce hemen bu mektubu yazmasının ardından—göçüp gitti. Ama ben manevi ustamın bu buyruğunu çok ciddiyetle aldım ama böyle böyle birşey yapmalıyım diye düşünmedim. Ben o zamanlar bir aile reisiydim. Ama bu Krsna’nın ayarlamasıydı. Tam manasıyla manevi ustaya, buyruğuna hizmet etmeye çalışırsak, o zaman Krsna bize tüm olanakları verecektir. Sırrı bu. Hiç imkan olmadığı halde, hiç düşünmedim, ama Visvanatha Cakravarti Thakura’nın Bhagavad-gita üzerine bir tefsirini çalışırak biraz ciddiye aldım. Bhagavad-gita’da, vyavasayatmika-buddhir ekeha kuru-nandana dizesiyle bağlantılı olarak Visvanatha Cakravarti Thakura manevi ustadan gelen sözleri hayatımız ve ruhumuz olarak benimsememiz yorumunu yapar. Talimatı, manevi ustanın hususi talimatını, kişisel kazanç ya da kaybımızı umursamadan, değişmez bir şekilde yerine getirmeye çalışmalıyız.

Bende bu ruh hali içinde birazcık uğraştım. Dolayısıyla ona hizmet etmem için bana tüm olanakları vermiştir. İşler bu aşamaya geldi, ki bu ileri yaşımda ülkenize geldim ve siz de bu hareketi ciddiye alıyorsunuz, onu anlamaya çalışıyorsunuz. Şimdi bazı kitaplarımız var. Onun için bu hareketin ayak basacak biraz sağlam yeri var. Onun için manevi ustamın ayrılışı münasebetinde, benim onun dileğini yerine getirmeye çalıştığım gibi, aynı şekilde, ben de sizden benim dileğim aracılığıyla aynı buyruğu yerine getirmenizi rica ediyorum. Ben yaşlı bir adamım, ben de her an göçüp gidebilirim. Bu doğanın kanunu. Kimse bunu kontrol altına alamaz. Dolayısıyla bu çok şaşırtıcı değil ama benim Gurum Maharaja’nın ayrılışının bu hayırlı gününde sizden ricam, en azından bir dereceye kadar Krsna bilincinin esasını anladınız. Onu ilerletmeye çalışmalısınız.İnsanlar bu bilincin yoksunluğunu çekiyor. Adanmışlar için her gün dua ettiğimiz gibi,

vancha-kalpatarubhyas cakrpa-sindhubhya eva capatitanam pavanebhyovaisnavebhyo namo namah

Bir Vaisnava, ya da Tanrı’nın adanmışının yaşamı insanların yararına adanmıştır. Biliyorsunuz—çoğunuz Hristiyan toplumuna mensupsunuz—İsa Mesih’in sizin günahkar eylemleriniz için nasıl kendini feda ettiğini söylediğini biliyorsunuz. Bu Tanrı’nın adanmışının kararlılığıdır. Kişisel rahatlarını umursamazlar. Çünkü onlar Krsna’yı ya da Tanrı’yı seviyor, bu yüzden tüm canlı varlıkları severler çünkü tüm canlı varlıklar Krsna ile ilişkidedir. Öyleyse benzer şekilde siz de öğrenmelisiniz. Bu Krsna bilinci hareketi Vaisnava olmak ve ıstırap çeken insanlığı hissetmektir. Dolayısıyla ıstırap çeken insanlığı hissetmek için farklı bakış açıları vardır. Bazısı, insanlığın yaşamın bedensel kavramından çektiğini düşünüyor. Bazısı hastalıklı durumdan kurtarmak için hastahane açmaya çalışıyor. Kimisi yokluk çeken ülke ya da yerlere yiyecek dağıtmaya çalışıyor. Bu şeyler kesinlikle çok hoş ama insanlığın asıl ıstırabı Krsna bilincinin yokluğundan dolayıdır. Bu bedensel acılar, onlar geçici; doğa kanunları tarafından da durdurulamazlar. Farzedin ki yokluk çeken bir ülkeye yiyecek dağıtımı yaptınız, bu yardımın tüm probleme çözüm getirdiği anlamına gelmez. Asıl faydalı iş her insanı Krsna bilincine çağırmaktır. Krsna bilincine gelir gelmez… Aynı örnek, farklı zamanlarda verdiğim gibi, zengin bir adamın babasının servetini ve mülkünü unutarak sokaklarda aylak aylak dolanması. Ve birisi acıdığından ötürü ona yiyecek verir. Ama başka biri ona gelip şöyle der, “Ah, benim sevgili oğlum, seni tanıyorum. Sen şu şu zengin adamın oğlusun. Neden sokaklarda aylaklık ediyorsun? Hadi gel, seni babana götüreyim.” Öyleyse o beyefendi bu aylaklık eden çoçuğu babasına getirirse, baba memnun olur ve delikanlı da babasının mülküne varis olur ve hayatın tüm problemi çözülür. Bu kabaca bir örnek. Benzer şekilde, tüm canlı varlıklar, zamanın başlangıcından bu yana Tanrı’nın krallığına ait olduğunu, doğrudan Krsna’nın ve Tanrı’nın oğlu olduğunu, Krsna’nın herşeyin sahibi olduğunu ve babasının mülkünün keyfini sürebileceğinden ve maddi koşullanmış yaşamın tüm bu sorunlarının kendiliğinden çözüleceğini bilmeden bu evren içerisinde farklı bedenlerde, farklı gezegenlerde aylaklık ediyorlar. Tıpkı zengin olursanız, milyon dolarlara sahipseniz o zaman yoksulluğunuzun otomatik olarak çözülmesi gibi. Benzer şekilde, Krsna bilinçli hale gelirseniz ve bu yönde hareket ederseniz o zaman maddi şartlı yaşamın tüm diğer sorunları—çözülür.

Onun için bu öylesine güzel bir hareket. Aham tvam sarva-papebhyo moksayisyami ma sucah. Bhagavad-gita der ki, Tanrı insanların acılarının günahkar eylemlerinden ötürü olduğunu söyler. Cehalet. Günahkar eylemlerin sebebi cehalettir. Tıpkı bir adamın bilmemesi gibi. Farzedin ki benim gibi bir yabancı ülkenize geliyor ve bilmiyor… Çünkü Hindistan’da… Tıpkı sizin ülkenizde arabanın sağ taraftan sürülmesi gibi; Hindistan’da, aynı zamanda Londra’da da gördüm, araba sol taraftan sürülüyor. Öyleyse bilmediğini farzedin, arabayı sol taraftan sürer ve bir kazaya maruz kalır ve eğer, “ Bayım, burada arabanın sağ taraftan sürüldüğünü bilmiyordum.” derse bu onu mazur göstermez. Yasa onu cezalandıracaktır. Demek ki kanunlara karşı gelmenin ya da günahkar eylemlerin sebebi cehalet. Ve günahkar bir eylemde bulunur bulunmaz, sonucuna katlanmaya mecbursunuz. Dolayısıyla tüm dünya cahillik içinde ve cahillikten ötürü iyi ya da kötü bir sürü etki tepki içine karışmış. Burada… Çünkü Bhagavad-gita’dan bu yerin duhkhalayam asasvatam olduğunu anlıyoruz. Bu yer dert için. Öyleyse nasıl, bu sefil durumda nasıl “Bu iyi” ya da “Bu kötü” diyebilirsiniz. Herşey kötü. Demek ki bu insanlar—maddi, koşullanmış yaşamı—bilmiyor, birşey üretiyorlar, “Bu iyi, bu kötü,” çünkü onlar buradaki herşeyin kötü olduğunu, hiçbir şeyin iyi olmadığını bilmiyorlar. Kişi bu maddi dünya hakkında oldukça karamsar olmalı. O zaman ruhsal yaşamda ilerleme gösterebilirsiniz. Duhkhalayam asasvatam. Burası acı dolu ve eğer analitik olarak çalışırsanız, sadece sefil bir durum bulacaksınız. Bu yüzden tüm sorun maddi koşullanmış yaşamımızdan vazgeçmektir, ve kendimizi Krsna bilincinde ruhsal platforma yükseltmeliyiz ve böylece ruhsal dünyanın krallığına terfi etmeliyiz, yad gatva na nivartante tad dhamam paramam mama, bir kez gidince kimse bu sefil dünyaya geri gelmez. Ve orası Tanrı’nın yüce ikametgahıdır.

Onun için Bhagavad-gita’da tanımlamalar var. Yani bu Krsna bilinci hareketi yetkindir, çok önemli. Şimdi,bu hareketi kabul eden siz Amerikalı delikanlılar ve kızlar, lütfen bunu ciddiye alın ve… Bu Lord Caitanya ve Gurum Maharaja’nın misyonuydu ve biz de guru zinciri aracılığıyla bu arzuyu yerine getirmeye çalışıyoruz. Siz bana yardım etmek üzere öne çıktınız. Sizin hepinizden ricam ben gidiyim ama siz yaşayın. Bu hareketi ilerletmekten vazgeçmeyin ve Lord Caitanya ve İlahi Lütuf Bhaktisiddhanta Sarasvati Goswami Prabhupada tarafından kutsanacaksınız.

Çok teşekkürler. Soru var mı? (duraklama) Soru?

Adanmış: Manevi ustanız küçük bir çocukken, o da Lord Caitanya gibi şeyler yaptı mı?

Prabhupada: Hayır, o o kadar yaramaz değildi.(güler) Benim Gurum Maharaja çok kibar bir çocuktu. Evet. Caitanya Mahaprabhu çok yaramaz bir çocuktu. Evet. (güler) Ve Krsna’da çok yaramaz bir çocuktu. (duraklama) Hare Krsna’yı zikredin. (kirtana—Visnujana liderlik eder, Srila Prabhupada da birlikte zikreder) Sizin için prasadam getirdim. Alın.

0 yorum:

Copyright © 2008 - Hare Krishna Turkey - is proudly powered by Blogger
Smashing Magazine - Design Disease - Blog and Web - Dilectio Blogger Template