KRİŞNA BİLİNCİ


Röportaj ( röportajın bir ses kaydı çalınıyor)

Prabhupada: … varoluş çabamızı durduran ve ebedi yaşam, mutluluk ve bilgi platformuna yükselten Tanrının Şahsiyeti… Daha açık olmak gerekirse herkes ebedi yaşama erişmeye çalışıyor. Tüm insan toplumu bilginin en yüksek mükemmeliyetine erişmeye çalışıyor ve aynı zamanda bir sürü yöntem aracılığıyla mutlu, neşeli olmaya çalışıyorlar. Bu yüzden eğer Krişna bilincini kabul edersek, bu şeyler kolayca başarılacak.

Görüşmeci: Bana Krişna bilincinin geçmişini, tarihini ve kaynağını verir misiniz?

Prabhupada: Hiçbir tarih Krişna bilincinin kaynağının izini süremez çünkü canlı varlıklar, onlar ebedi. Bedensel yaşam kavramı doğru değil. Kimse ölmez, kimse doğmaz. Herkes ebedi. Bu beden değişimi bir giysi değiştirmek olarak düşünülür. Bu yüzden kimse “Bu yaşamın başlangıcıdır.” diyemez. Öyleyse ne zaman yaşam varsa, aynı zamanda bilinç de vardır ve bilinç özünde Krişna bilincidir. Lakin maddi alakamızdan ötürü bu bilinç kapalıdır. Bu nedenle Krişna bilinci dışındayız. Bu hareket yeniden bu Krişna bilincini canlandırmak içindir ki kişi özgün konumuna yükseltilebilsin.

Görüşmeci: Krişna bilincinin nerede başladığını ve neden Batı dünyasına geldiğinizi anlatabilir misiniz?

Prabhupada: Krişna bilinci orada Bhagavad-gita’da. Bu tüm dünya çapında bilinen, çok popüler ve eski bir yazın, Vedik yazınıdır. Lakin bu Bhagavad-gita’nın tarihi sözkonusu olduğunda görüş ayrılıkları var ama esasen olduğu gibi alsak bile, en azından beşbin yaşında. Ve Bhagavad-gita’dan beşbin yıl önce Kurukşetra savaş alanında konuşulduğunu öğreniyoruz. Fakat bunun birkaç milyon yıl öncesinde, aynı Bhagavad-gita çok çok uzun zaman önce konuşuldu. Dolayısıyla aslında insan çabası Krişna bilincinin tarihinin izini süremez fakat mevcut tarihi göz önüne alınca en azından beşbin yıl kadar eski.

Görüşmeci: Govinga bana beşbin yıl önce Batı Bengal’de başladığını söyledi. Bunu biraz açıklığa kavuşturabilir misiniz?

Prabhupada: Bu Bhagavad-gita yalnızca Hindistan’daki insan toplumu tarafından değil, fakat aynı zamanda Hindinstan’ın dışında da çok çok uzun bir zamandan beri okunur. Lakin ne yazık ki her şeyin maddi kirlikle temasıyla kötüleştiği gibi, dolayısıyla insanlarda Bhagavad-gita’yı farklı şekillerde yorumlamaya başladılar. Bu yüzden beşbin yıl önce, Lord Caitanya göründü ve Bengal’de Onun şahsi rehberliğinde Krişna bilinci hareketi başladı. Onun doğumyeri Navadvip olarak bilinir. Şimdi, O her Hintliye tüm dünyada, her köyde, her şehirde Krişna bilincinin bu mesajını yaymayı emretti. Bu Onun buyruğuydu. Ama ne yazık ki Hindistan yabancı boyunduruk altında olduğundan yayamadılar ya da kendi kültür özgürlüklerini kaybettiler. Lakin Hindistan tarafından bağımsızlığın ilanının ardından herkes böyle şeylerin dış dünyaya da gelmesini ümit etti. Ama hükümet pek fazla önemsemedi. Beni sorarsanız, ben Lord Caitanya’nın gurular zincirine mensubum ve Lord Caitanya’dan itibaren hemen dokuzuncu kuşak olan manevi öğretmenim bana, “ Bu Krişna bilincini Batı dünyasında yaymaya çalış.” dedi. Bu nedenle onun buyruğuna uyarak buraya geldim.

Görüşmeci: Dünyada Krişna bilincine en çok nerede rastlanıyor ve Hindistan’da ne kadar yaygın?

Prabhupada: Hindistan’da Krişna bilinci tam tamına yaygın. Her Hintli, Hindu olmasa bile Krişna bilinçli. Allahabad Universitesinde bir profesör var. Din bakımından Müslüman ama Krişna’nın büyük bir adanmışı. Krişna’nın doğumgününde tüm gün oruç tutardı ve gazetenin birine bir makale yazardı. Dolayısıyla aynı şekilde, Krişna bilinci her Hintlinin kalbi ve ruhudur. Kişi farklılık gösterebilir, katılmayabilir ya da bir çok farklı insan sınıfı olabilir ama Krişna Hindistan’da tam tamına bilinir.

Görüşmeci: Krişna bilinci Hintliler ve Uzak Doğulu insanlar arasında Batılı insanlar arasında olduğundan daha mı kolay kabul ediliyor?

Prabhupada: En kolay akla yatkın metot çünkü metot öyle kolay ki biz insanlardan sadece gelip Krişna’nın adını zikretmesini istiyoruz. Ve aslında bu ülkede de deneyimleniyor, benim tüm öğrencilerim, onlar ne Hintli ne Hindu ne de Sanskritçe kelimeleri biliyorlar, her şey onlara yabancı ama yine de oldukça ciddiye alıyorlar. Nasıl daha kolay olduğunun, tüm dünya çapında yayılabileceğinin kanıtı bu.

Görüşmeci: Demek istediğim, Krişna bilinci Uzak Doğulu insanlarca daha mı kolay kabul ediliyor? Şöyle ki onların yaşam biçimi Krişna bilincinin kabulünü burada Amerika’da olduğundan daha mı kolay yapıyor? Örneğin, Amerikalılar devamlı etrafta koşuşturuyor ve Avrupalılar da biraz daha iyi. Ama sakin ve huzurlu olmayı Doğulu insanlara göre daha zor buluyorlar. Bu nedenle, Krişna bilincini kabul etmek Batılı insanlar için daha zor olmaz mı?

Prabhupada: Hindistan’da, yabancılar tarafından uzun süre boyun eğdirildiklerinden ötürü hemen hemen sözde eğitimli kişiler özgün kültürlerini kaybettiler. Daha ziyade, sözde eğitimli olmayan, geleneksel kural ve düzenlemeleri takip edenler, onlar daha Krişna bilinçli. Ve eğitimli camia, onlar bu dini mizacın Hindistan’ın ekonomik çöküşünün nedeni olduğunu düşünüyorlar. Fakat esasen bu doğru değil. Dolayısıyla yalnızca Hindistan değil, aynı zamanda diğer ülkelerde de özellikle Amerika’nın, başka ülkelerin ekonomik durumunu ya da ekonomik gelişimini taklit etmeye çalışıyorlar ama bunu Amerika’da bulamıyorlar, delikanlılar ve kızlar, genç kuşak, onlar zengin ailelerde, zengin ulusta doğdukları halde yine de şaşkınlar ve onlar da daha iyi bir şeyin özlemini çekiyorlar. Öyleyse Hindistan’ın şu an takip ettiği politika, bu Batılı yaşam tarzını taklit etmektir, çok mutlu bir durum değil. Bu onların özgün kültürünü kaybetmiş oldukları anlamına geliyor. Ve Batılı ülkeler söz konusu olduğunda, bence onların maddi rahatlıklar için yeteri kadar düzenlemesi var. Şimdi onlar bu Krişna bilinci hareketini çok kolayca kabul edebilir çünkü maddiyat peşinde koşma sıkıntıları yok.

Görüşmeci: Diğer Doğu dinleriyle bir çatışma var mı, ve eğer öyleyse bu ne kadar yaygın?

Prabhupada: Hiçbir çatışma yok. Çatılma tanrısız olan, Tanrı’ya inanmayan kişiler arasında. Çatılma orada. Çatışma Doğu ile Batı arasında değil; çatışma ateistler ve teistler arasında. Biz Krişna bilincini vaaz veriyoruz , bir şeyi Hristiyan metodu ya da Yahudi metodu yerine Hint metoduyla değiştirmeye çalışıyor değiliz. Bizim politikamız bu değil. Bu… Bir anlamda, Krişna bilinci hareketi tüm dinlerin lisanüstü çalışmasıdır. Din metodu nedir? Tanrının otoritesini kabul etmektir. Bu ister Hristiyan dini ya da Hindu dini, ister Müslüman dini olsun her dinin birincil ilkesidir. Fark etmez. Fakat insanlar tanrısızlaşıyor. Sorun bu. “Tanrı yok. Doğa her şey.” diye düşünüyorlar. Bu onların budalalığı. Bu tanrısızlık yüzünden mutsuzlar. Ve bu tanrısızlığın bir sonucu olarak, Komunist parti türedi, hippiler türedi ve daha birçok şey yavaş yavaş türeyecek. Öyleyse bir denetim yok. Bu… Eğer insanlara sadece Tanrı ile olan bu ebedi ilişkilerini yeniden kurmakla mutlu olabilecekleri öğretilirse, tek denetim Krişna bilinci. Dolayısıyla bizim din testimiz kişinin Tanrı bilincini ya da Tanrı aşkını nasıl geliştirdiğidir. Biz takipçilerinin Tanrı aşkı olmadığını ama maddi aşka sahip olduklarını görürsek, hiçbir din ilkesininin samimi olduğunu kabul etmiyoruz. Biz, demek istediğim, bir dini ilkenin samimiyetine tanıklık ediyoruz… Tabi ki dini prensipte Tanrının otoritesini kabul etmek için Tanrı bilinçli olma öğretisi var, ama düzgünce eğitilmedikleri için takipçiler tanrısızlaşıyor, sadece burada değil Hindistan’da da. Heryerde ki durum bu. Bu yüzden bizim teklifimiz insanları Tanrı bilinçli yapmak. Ne olduğu fark etmez. İster Hindu ister Hristiyan ya da Müslüman olsun, fark etmez. Ve bu Krişna bilinci prosedürü Tanrı aşkını yükseltmek ya da geliştirmektir. Ve kişi Tanrı aşkını geliştirir geliştirmez o zaman bireysel ve toplu olarak mutlu olur çünkü aşk var. Başka birini sevmek istiyor ama aşkını yanlış şekilde veriyor. Aşkını veriyor… Kişinin sevecek hiç kimsesi yoksa bile kedi köpekleri seviyor. Öyleyse aşk var ama aşkını nereye vereceğini ve mutlu olmayı bilmiyor. Bilgi bu, Krişna.

Görüşmeci: O halde aşk Krişna bilincinin en önemli unsuru. Bu durumda Hristiyanlar, Budistler, Müslümanlar, Hindular hakkında ne hissediyorsunuz? Tek bir Tanrı’ya inanıp aşık oldukları sürece onların diğer inançları sizin için gerçek mi, önemsiz mi?

Prabhupada: Hindu dini söz konusu olduğunda, bu çok geniş bir düşünce. Hindu dini, Vedik dini iki tip filozofa bölünür. Bir çeşit filozof gayrişahsiyetçidir. Mutlak Gerçeği gayrişahsi, heryeri-kaplayan şahsiyeti olmayan olarak kabul ederler. Ve diğer filozoflar, onlar Yüce Mutlak Gerçeği şahsiyet olarak kabul eder. Gayrişahsi özellik o kişinin özelliklerinden biridir ama nihayetinde kişidir. Dolayısıyla kişi olmadan aşk söz konusu olamaz. Bu yüzden şahsiyete inanan kesim… İnanmak değil, gerçekten Onun ne olduğunu biliyorlar ve o kişinin nasıl sevileceğinin bir yöntemi var. Örnek verilir: tıpkı güneş, güneş ışığı ve güneş gezegenin hakim olan Deitisi gibi, benzer şekilde bir kimse ışığa çıkarsa her şeyden önce güneş ışığını görür. Bu gayrişahsidir. Sonra ileri giderse, güneş gezegenine gidebilirse, bu yerleşiktir. Ve güneş gezegeni içine girip orada hakim olan deitiyi görebilirse, o zaman o bir kişidir. Demek ki bu çok geniş bir bilim. İnsanlar maddi faaliyetlere fazlaca kendini kaptırmış. Gerçekten Mutlak Gerçeğin pozisyonunun ne olduğunu, ruhun pozisyonunun ne olduğunu anlamaya çalışmıyorlar. Pratikte günümüzde hemen hemen hayvaniler. Tıpkı hayvanın yemekten, uyumaktan, çiftleşmekten ve savunmaktan öte başka bir şey bilmediği gibi, aynı şekilde modern uygarlık da yeme ve rahat yaşam sürecini arttırmak ya da uyumak ve cinsel hayat konusunu, metodunu arttırmak veya savunma metodunu arttırmakla fazlaca meşgul. Öyleyse bu şeyler hayvanlarda bile bulunur. Onlar da yer, onlar da uyur, onların da seks hayatı var ve onlarda kendi tarzında savunur. Dolayısıyla insan yaşamı bu dört duvarla sınırlı değil. Ne olduğunu, bu dünyanın ne olduğunu, bu yaradılışın ne olduğunu, Tanrının ne olduğunu ve nasıl devam ettiğini anlamak zorunda. Ama bu gerçeği ihmal ediyorlar. Ve Krişna bilinci bu ilim bölümüne bilgi verecek.

Görüşmeci: Aşkın yanında diğer başlıca inançlar nelerdir, Krişna’yı anlamak, kişinin kendisini anlaması, bana hangisini vermek isterdiniz? Prabhupada: Aşk Krişna bilincinin temel prensibidir ve aşk tüm faaliyetlerimizin temel prensibidir. Öyleyse aşk var, uykuda ama bu aşk düzgün bir şekilde kullanılmıyor. Dolayısıyla Krişna bilinci bu özgün aşkı ve bu aşk dolu hareketin tatbik edileceği kişiyi canlandıracak harekettir. Görüşmeci: Aşkın yanında, sizin atfedeceğiniz diğer başlıca inançlar nelerdir?

Prabhupada: Diğer inançlar, onlarda aşk ilkesine dayanıyor. O aslında inanç değil; yanlış inanç. Çünkü herhangi dini prensip… Tıpkı Budizm gibi. Budizm, esasen onlar Tanrıya inamıyor ama Lord Buddha’ya sevgi duyuyorlar. Öyleyse aşk var. “Biz Tanrıya inanmıyoruz,” diye beyan edebilirler ama Lord Buddha’yı seviyorlar. Ve bizim Vedik yazınımıza göre, Lord Buda da Tanrı’nın bir enkarnasyonu. Dolayısıyla biz bu şekilde yorumluyoruz, şöyle ki Lord Buda ateistleri kandırarak onlar arasında vaaz verdi. Ah, peki nasıl? Onlar Tanrı’ya inanmıyordu ve Lord Buda da dedi ki, “Ah, evet Tanrı yok. Ama siz Beni sevin.” Dolayısıyla onlar Lord Buda’yı seviyor. Benzer şekilde bir çok kişi var. Onlar aile yaşamına inanmaz, bir çok şeye inanmazlar ama aşk oradadır. Bir kedi ile, bir köpek ile uyuyor. O halde hiçbir durumda aşktan kaçınamazsınız ama acı çekiyorlar çünkü aşk yerinde değil ve istismar ediliyor.

Görüşmeci: Tatbik ettiğiniz ayinler ve Krişna’nın sizin üzerinizde neden olduğu talepler söz konusu olunca, bu ayinlerden ya da taleplerden herhangi birisi nedir? Bu özel yiyecekler yemek zorunluluğunuz, özel giysiler giymeniz, özel… yüzünüze sürdüğünüz herhangi özel bir şey, işaret, sembol mü ve aynı zamanda Krişna bilincinin yoga meditasyonu ya da Zen meditasyonu; ve fiziksel zindelikle bir bağlantısı var mı ? Krişna bilinci buna nasıl bakıyor?

Prabhupada: Bizim yöntemimiz Krişna aşkını geliştirmeye vesile olan her şeyi kabul etmektir. Dolayısıyla deneyimli acaryalarca verilmiş olan bu metodlar şöyledir, “Sadece takip et.” Tıpkı bir çocuk yürümeye çalıştığında, annenin biraz yön vermesi ve tahtadan bir destekle biraz ardım etmesi, “Bu şekilde hareket etmeye çalış. Nasıl yürüyeceğini öğreneceksin,” benzer şekilde deneyimli acaryalarca verilmiş olan belli ilkeler vardır. Bu ilkeleri takip edersek, o zaman çalışabilir ve Krişna bilinci hareketinin mükemmeliyetine gidebiliriz. Önemli olan metot değildir. Asıl önemli olan Krişna aşkınızı nasıl geliştireceğinizdir. Biri bu metotlar olmadan Krişna veya Tanrı aşkı geliştirirse, buna bir itiraz yok. Biz metotlar ya da ayinden ibaret metotlarla sınırlı değiliz. Ama kişi takip ederse o halde Krişna bilinci sanatını çabuk öğrenebileceği belli ayinsel metotlar var. Tıpkı öğrencilerimizi dört prensipte kısıtlamamız gibi: haram seks ve uyuşturucu, kumar ve et-yemek. Dolayısıyla bu bir kumarbaz ya da et-yiyeyin veya haram seks hayatına düşkü olan bir adamın, onun Krişna’yı sevemeyeceği demek değildir. Bu anlama gelmez. Fakat bu çok nadir bir vaka. Bu ilkeleri takip ederse o zaman onun için daha kolay olur. Çünkü Krişna ya da Tanrı saf, dolayısıyla kişi alışkanlıklarında saf olmadığı sürece onun için bu mümkün değil. Bundan dolayı arındırıcı süreçler var. Ve bedenimizde ki simgeler ve işaretlere gelince – tıpkı bizim tilak sürmemiz gibi; bazı boncuklarımız var- bu demek oluyor ki… Uygulanabilir olması gibi. Ben Montreal’de ve diğer şehirlerdeyken biz yoldan geçtiğimizde, çoçuklar ve insanlar, onlar da “Hare Krişna!” dedi. Yani bu işaretler ve bu sembolik temsiller diğerlerine Krişna bilincini hatırlatır. Tıpkı bir polisin, elbiseleri içinde görüldüğünde, “Ah, işte bir polis,” dolayısıyla bu şeylere de başkalarına hatırlatmak için ihtiyaç var. Bizim sürecimiz insanları Krişna bilincine yükseltmektir. Öyleyse sembolik temsillerimizle kişi hemen Krişna’yı hatırlar, bizim başarımız bu.

Görüşmeci: Ve ne çeşit özel yiyecekler ve özel içeçek?

Prabhupada: Özel yiyecek demek Krişna-prasadadır. Çünkü biz hayatımızı Krişna’ya adadık, biz Krişna’nın yediği şeyleri yeriz. Gayrişahsiyetçiler, onların Krişna hakkında bir fikri yok, Tanrı hakkında bir fikirleri yok ve Tanrı’nın da yediğini nasıl kavrayabilsinler ki? Dolayısıyla biz böyle hergele değiliz. Biz Tanrı’nın ne yediğini biliyoruz ve Tanrı’ya ya da Krişna’ya öyle şeyler sunuyoruz ve biz o yedikten sonra alıyoruz. O bizim özel yiyeceğimiz.

Görüşmeci: Bana bu özel yiyeceklerin isimlerini söyleyebilir misiniz? Krişna’nın ne yiyip ne içtiğini nasıl biliyorsunuz, lütfen?

Prabhupada: Size söylediğim gibi, Bhagavad-gita Krişna bilincinin kitabıdır. Tıpkı herhangi bir bilgi bölümü gibi, o bilgiye ait bilgi ya da bilimi bilmek için bazı kitaplar vardır, benzer şekilde Krişna bilincini bilmek için de bir çok kitap ve özellikle Bhagavad-gita var. Bu Bhagavad-gita’da der ki “Herkin bana büyük bir adanmışlık aşkıyla meyveler, sebzeler, tahıllar, süt sunarsa, Ben yerim.” Bu nedenle biz bu şeyleri farklı hazırlanmış şekillerde Krişna’ya sunuyoruz ve O’nun da yiyeceğini biliyoruz. Ve hepsi bu.

Görüşmeci: Ne çeşit yiyecekler, ne çeşit şeyler içiyorsunuz, mesela meyve suları ya da içtiğiniz başka bir şey?

Prabhupada: Yiyecekler sadece bu meyvelerin, çiçeklerin, sebzelerin, tahılların ve süt dahilinde. Ama binlerce preperat, çok güzel lezzetli preperatlar hazırlayabiliriz. Ve ben sizi tapınağımıza davet ediyorum. Her Pazar aşk ziyafeti dağıtıldığında bunların ne kadar güzelce hazırlandığını göreceksiniz. Ama bunlar… Sadece tahıl, biraz tereyağ ve biraz meyveler ve biraz sebzeler alırsak yüzlerce preperat, yüzlerce, çok çok lezzetlisini hazırlayabiliriz. Tüm diğer yemekleri unutursunuz.

Görüşmeci: Krişna bilinci topluluğunun üyelerini eğitenlere, bu öğretmenlere ne deniyor? Onlar da guru mu yoksa Hindu inancının gurularına benzer bir şey mi?

Prabhupada: Özgün guru Krişna’dır. Ve tıpkı Krişna bilinci prensibini ilk Arjuna’ya öğrettiği gibi. Ve Arjuna nasıl anladı, aynı zamanda o da var. Öyleyse prensibi izleyen herkes… Tıpkı benim büyük büyükbabamın anlattığı bir şey gibi, “Bu saat.” Sonra büyükbabam “ Bu saat.” dedi. Sonra babam dedi ki, “ Bu saat.” Böylece ben de diyorum ki, “Bu saattir.” Öyleyse yaşlı büyük büyükbaba ile benim aramda görüş farkı yok çünkü aynı prensibi izliyoruz. Benzer şekilde, beşbin yıl ya da kırk milyon yıl önce Krina tarafından ne konuşulduysa, farketmez. Eğer siz yalnızca aynı prensipleri izlemeye çalışıyorsanız, o halde siz manevi öğretmensinizdir.

Görüşmeci: O halde öğretmenlerinize manevi öğretmen deniyor? Sayın lütuf, siz manevi öğretmensiniz. Ve guru kelimesini kullanıyor musunuz?

Prabhupada: Bizim gurumuz ya da manevi ustamız gurular zincirinden aşağı gelir. Birdenbire herhangi birinin guru olup kendi felsefesini üretmesi değildir. Biz böylesi saçmalıkları kabul etmiyoruz. Biz gerçekten gurular zincirinde gelen, hakiki olan birini kabul etmeliyiz, başkalarını değil.

Görüşmeci: Yoga ve zen hakkında ki görüşünüz nedir? Onların herhangi ilkelerine katılıyor musunuz? Mesela meditasyon gibi?

Prabhupada: Dünyada halihazırdaki herhangi din ilkesi, bunların hepsi Krişna bilinci dahilindedir, her ilke. Ama tıpkı sizin iki milyon dolarınız, on dolarınız, elli dolarınız, beşyüz dolarınız, beşbin dolarınız olması gibi ya da giderek artarak, her şey dahildir; aynı şekildeKrişna bilinci mükemmeldir. Tıpkı New York’ta bir bina, Empire State Building olması gibi. 102 katlı.Öyleyse en üst, 102. kata çıkan biri, anlaşılmalıdır ki ellinci ya da kırkıncı ya da onuncu kat veya tüm katları geçmiştir. Dolayısıyla Krişna bilinçli olmuş biri, o her şeyi, meditasyonu, yogayı, şu uygulamayı, bu uygulamayı bilir. Herley oradadır. Bu kanıtlayabileceğimiz bir şey. Uygulanabilir. Öyleyse yalnızca Krişna bilinçli olmalıyız. O zaman her şey oraya dahil olacak.

Görüşmeci: Krişna bilincinde ki hiyararşiniz nedir? Şöyle ki, piskoposların yaptıklarına ve Hristiyan inancının ve diğer başlıca inançların hiyerarşisine benzer bir şeyiniz var mı? Bu sizin manevi öğretmen olduğunuz ve sizin altınızda ki herkesin, sizinle cemaatiniz arasındakilerin, üyelerin olduğu mu?

Prabhupada: Tam olarak hiyerarşi değil, ama Hristiyan metodu, Roma Katolik metodu, Papa’nın,Başpiskoposun yöntemi çok iyi ve… Bizim hiçbir itirazımız yok. Fakat bizim işarte ettiğimiz Krişna bilinci eksikliği. Tüm düzenlemelere rağmen, eğer insanlar Tan rı’ya olan inançlarını kaybediyorsa, öyleyse sadece hiyerarşiyle ne yararı var? Yararı yok. Anlıyorsunuz? Bambarambhe laghu-kriya, Sansktitçe ifadeyle şöyle ki siz çok yüksek-derecede bir düzenleme yapabilirsiniz ama sonuç sıfır. O halde bu hiyerarşik düzenleme tam olarak Krişna bilincinde yok. Kişi hakiki bir manevi ustayla karşılaşacak kadar talihliyse ve sıkı bir şekilde onun disiplininde hareket ederse o da çok kısa zamanda bir diğer manevi usta haline gelir.

Görüşmeci: Krişna bilincine doğru çağrılan biri nasıl hisseder? Şöyle ki, inanç duymakla mı başlar ya da …? Ondan beklenen talepler nelerdir? Krişna bilincini kabul ettiği ruh haletine nasıl gelir?

Prabhupada: Tabi ki, inanç her şeyin temel ilkesi. İnancınız yoksa o zaman hiçbir faaliyet yolunda ilerleme kaydedemezsiniz. Dolayısıyla Krişna bilincinde de… İnanç temel ilke. Tıpkı buraya gelmiş olmam gibi. Derslerime New York’ta başladım. Yani tek başıma Hare Krişna’yı söylüyordum. Biri geldi. Doğal olarak, meraktan ötürü biri geliyor. Biri gedi ve “Ah, bu Hintli svami de ne yapıyor? Bir bakayım.” Böylece oturdu. Başka biri geldi. Oturdu. Sonra bazıları anladı “Ah Svamiji çok güzel konuşuyor. Tekrar gelelim.” Ardından sonraki nokta svamiyle ya da benimle yakın ilişki istemesidir: “Svamiji, bir çok gündür seni duyuyorum. Bence çok hoş. Dolayısıyla sizin öğrenciniz olmak istiyorum.” O halde inanç temel ilke. Bir sonraki aşama bir öğrenci olmak istemesi. Ve bir öğrenci olmak ister istemez, sonraki aşama eğer onun uygun olduğunu düşünüyorsam benim onu bir öğrencim olarak kabul etmemdir. Ardından öğrenci olur olmaz benim düzenleyici ilkelerimi ve öğütlerimi izler. Sonra yavaş yavaş tüm kuşkulardan kurtulur ve kendiliğinden yasadışı seks hayatını, kumarı ya da et-yemeyi ve bir sürü diğer şeyi bırakır. Bu şekilde sabit hale gelir. O zaman bir zevk geliştirir; topluluktan, zevkten vazgeçemez. Sonra çekim, bağlılık. her şeyi toplum için yapmak ister. Bu şekilde Krişna aşkı geliştirir. Ve en son aşamada sadece Krişna’yı sever, başka kimseyi değil. Ve çünkü Krişna herkesi kapsadığından bu onun herkesi sevdiği anlamına gelir.

Görüşmeci: Bana tapınağınızı tarif edebilir misiniz?

Prabhupada: Şu an on dört tapınağımız var: New York, San Francisco, Los Angeles, Santa Fe, Buffalo, Boston, and Montreal, and Seattle, ve bir tane de New Vrindaban’da. Yaklaşık 130 dönüm toprak aldık ve orada, New Vrindaban’da büyüyoruz. Ve şimdi bir tapınağımız da Londra, Almanya ve Berlinde var. Ve Florida’dan arkadaşlarla müzakere ediyoruz ve bir temsilcimizi de Hawayi’ye gönderdik. Yavaş yavaş artıyor. Ve delikanlılar ve kızlar, özellikle daha genç kuşak… Benim öğrencilerim arasında en yaşlı öğrenci otuzbeş yaşında. Yoksa yirmi ila yirmibeş yaşları arasındalar.

Görüşmeci: Çoğu öğrencinizin hemen üniversite yaşından sonra bu kadar genç olmasına nasıl bir açıklama getiriyorsunuz ve burada Seattle’da olduğunuz ay boyunca başarılarınız neler oldu?

Prabhupada: Buraya yalnızca son on gün için geldim. Ve şimdiden Seattle’da en azından iki ya da üç kişi ikna edildi. Evet. Herkes bunu istiyor, sadece sizin ülkenizde değil heryerde görmek istiyorum. Çünkü en yüksek mutluluğa dair bilgi vermek, bu her insanın vazifesidir. Ve insanın eğilimi diğerlerine iyik etmek olmalıdır. Hayvan eğilimiyle insan eğilimi arasındaki fark budur. Öyleyse işte iyi bir şey, Krişna bilinci. Neden dağıtmayasınız ki? Özellikle bunun için büyük bir ihtiyaç olan sizin ülkenizde? Onlar ekonomik gelişim peişnde değil. Ekonomik gelişimin çoğunu görmüşler. Şimdi onlar için bu Krişna bilincini kabul etme vakti ve mutlu olacaklar. Benim vazifem bu.

Görüşmeci: Bana kendi geçmişinizden bir şey anlatır mısınız?Şöyle ki, nerede eğitim gördünüz, nasıl Krişna müridi oldunuz?

Prabhupada: Kalküta’da doğdum ve eğitim gördüm. Kalkata benim memleketim. 1896 ve babamın gözde çocuğuydum, dolayısıyla eğitimim biraz geç başladı ve yine de yüksek ortaokul, lisede sekiz yıl eğitim gördüm. İlkokulda dört yıl, yüksek ortaokulda sekiz yıl, kolejde dört yıl. Sona Gandhi’nin hareketine, ulusal harekete katıldım. Ama iyi bir tesadüften 1922’de Guru Maha Maharajımla , manevi ustamla tanıştım. Ve o zamandan beri, bu yola ilgi duyuyordum ve yavaş yavaş aile reisliği yaşamımı bıraktım. Hala bir üçüncü sınıf öğrencisiyken 1918 de evlendim. Ve böylece çocuklarım oldu. İş yapıyordum. Sonra 1954 te aile yaşamından çekildim. Dört yıl ailem olmadan yalnızdım. Ardından düzenli olarak 1959 da yaşamın feragat düzenini kabul ettim. Sonra kendimi kitaplar yazmaya adadım. İlk yayınım 1962 de çıktı ve üç kitap olunca o zaman 1965 te sizin ülkeniz için başladım ve 1965 Eylül’ünde buraya vardım. O zamandan beri Amerika, Kanada ve Avrupa ülkelerinde bu Krişna bilincini öğüt vermeye çalışıyorum. Ve yavaş yavaş merkezler gelişiyor. Öğrencilerde artıyor. Neler yapılacağını göreyim bakalım.

Görüşmeci: Siz kendiniz nasıl mürit oldunuz? Neydiniz ve mürit olmadan önce ne yaptınız?

Prabhupada: Size anlattığım aynı prensip, inanç. Bir arkadaşım beni zorla manevi ustama götürdü. Ve manevi ustamla konuştuğum zaman ikna olmuştum. Ve o zamandan itibaren filizlenme başladı.

Görüşmeci: Dans edişinizi benimle tartışır mısınız ve buna dair bir şey açılklar mısınız? Salı akşamı gördüm ve bunun hakkında daha fazla öğrenmek istiyorum.

Prabhupada: Biz bu dansı sanat olsun diye yapmıyoruz. Bu kendiliğinden. Dans ederiz, ağlarız, zikrederiz, güleriz ama suni olarak öğrenerek değil. Fakat Krişna bilinci öylesine güzel ki. Zikretmeye başladığınız zaman doğal olarak canınız dans etmeyi istiyor. Dolayısıyla bu yapay olarak öğretilmez. Krişna bilincinin gelişmesiyle kendiliğinden gelir.

Görüşmeci: Takdığınız el kisvesi nedir? Bunun anlamı nedir?

Prabhupada: Ne zaman fırsat olursa Hare Krişna’yı zikrediyorum ve boncuklar var. Yani boncukların üzerinde zikrediyorum. 108 tane boncuk var ve herbir boncuk da 18 isim zikrediyoruz, Hare Krişna Hare Krişna Krişna Krişna Hare Hare Hare Rama Hare Rama Rama Rama Hare Hare. Dolayısıyla öğrencilerin en az 18 tur zikrediyor. Aslında…

Görüşmeci: [duraksama] Devamlı hizmetler hakkında daha çok öğrenmek istiyorum şöyle ki Krişna bilinci hakkında yazılmış kitaplar burada Seattle’da da mevcut mu ya da bu tapınaktan başka organizasyonlar var mı?

Prabhupada: Çoktan basılmış olan bir sürü kitabımız var. Bir tanesi, ilki Özgün Haliyle Bhagavad-gita. Bu Macmillan ve Şirketi tarafından basıldı. Bu kitaplardan istediğiniz sayıda tapınağımızdan temin edebilirsiniz. Ve sonraki kitap Lord Caitanya’nın Öğretileri. Bu da tapınağımızda mevcut. Ve sonraki kitap, üç bölüm halinde, Srimad Bhagavatam. Yani eğer birisi… Demek istediğim bunlar kitapların kapları. Dolayısıyla biri bu kitapları dikkatle okursa, Krişna bilinci bilimi tarafından çok kolayca anlaşılacaktır. Bu kitaplardan başka aylık dergimiz, Back to Godhead (Tanrılığa Dönüş) var. Yani eğer öğrenciler… Çok masraflı değil. Aylık dergi kopya başına sadece 35 sent ve üyelik yıllık dört dolar. Ve bu Bhagavad-gita As It Is ( Özgün Haliyle Bhagavad-gita) sadece 2.95 dolar. Tbai ki, Teachings of Lord Caitanya (Lord Caitanya’nın Öğretileri) ciltli, 5.95 dolar. Dolayısıyla oldukça kar getirecekler.

Görüşmeci: (duyulamıyor)

Prabhupada: Ah, evet. Görüşmeci: Krişna’ya ne sunuyorsunuz? Şöyle ki, bir Hristiyan kilisesinde ki sunu anlamında para sunuyor musunuz ya da bir şey yakıyor musunuz, mesela tütsü ya da bunu açıklayabilir misiniz? Prabhupada: Evet. Çiçekler, tütsü ve meyveler, aynı şey. Önceden açıklamıştım ki Onun Bhagavad-gita’da tarif ettiği ne varsa. Krişna der ki “ Bu şeyleri Bana adanmışlıkla sunan herkimse…” Öyleyse biz aynı ilkeyi takip ediyoruz. Dolayısıyla çok güzel şey. Öğrenciler takip ederse, bireysel olarak takip edebilirler. Kendi dairesinde bile Krişna’nın bir resmini tutup bir kandil, bir mum ve demek istediğim bir tütsü sunabilir. Ruhsal olarak ilerlediğini muazzam bir şekilde hissedecektir. Ve bu kitapları okursa, yaşamı tamamen değişecektir. Bu bir gerçek. [duraksama] Ve iki delikanlı, Krşnananda ve Alman çocuk çok yakında oraya gidiyor. Yani tabi ki Almanya’da çok fazla İngilizce kitap satmayı beklemiyoruz, ama belki… (son)

0 yorum:

Copyright © 2008 - Hare Krishna Turkey - is proudly powered by Blogger
Smashing Magazine - Design Disease - Blog and Web - Dilectio Blogger Template